Lütfi İNCİROĞLU
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Çalışma Genel Müdür Yardımcısı
EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
1.GİRİŞ:
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2011 yılı Haziran ayında kabul edilen 189 sayılı Ev İşçileri Sözleşmesi’nin birinci maddesinde ev işi; evin belirli bir üyesi veya tüm aile fertleri için evde veya aile fertleri için icra edilen her tür iş olarak tanımlanmıştır. Bu işler arasında, çocuk, hasta ve engelli bakımı, ev temizliği, yemek yapma, ütü yapma, çamaşır yıkama, bahçe bakımı, evin güvenliğini sağlama ve ailenin şoförlüğünü yapma gibi çok çeşitli işlerin yer aldığı görülmektedir.
Ev İşçileri Sözleşmesi’nde ev işçisi, istihdam ilişkisi içinde ev işlerini yapan kişi biçiminde tanımlanmıştır. Buna göre ev işçisi tanımı, yarı zamanlı (part-time) ev işleri yapan; bir veya birden fazla işveren için çalışan; ülke vatandaşı olan veya olmayan; evde yaşayan veya yaşamayan ev işçilerini kapsamaktadır. Sözleşme’nin 13’üncü maddesinde ise, her ev işçisinin güvenli ve sağlıklı koşullarda çalışma hakkına sahip olduğu ve ev işçiliğinin özgül koşulları dikkate alınarak gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması gerektiği belirtmektedir.
Sözleşme, ev işi ile ara sıra ya da gelişigüzel meşgul olan ve ev işini bir meslek olarak icra etmeyen kişileri ev işçisi olarak kabul etmemektedir. Ancak, ev işini geçici ya da düzensiz olsa da meslek olarak icra eden ve karşılığında ücret alan kişiler ev işçisi kategorisi altında sayılmaktadır. 189 sayılı Ev İşçileri Sözleşmesi’ni ülkemiz henüz onaylamamıştır.
2.EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
4857 sayılı İş Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 4’üncü maddesinde, “Ev hizmetlerinde yapılan işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz” denilerek ev hizmetlerinde yemek, temizlik, çamaşır yıkama, mürebbiyelik, çocuk, engelli, hasta ve yaşlı bakımı gibi evin günlük işlerinde çalışanlar Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “Kapsam ve istisnalar” başlıklı 2’nci maddesinde de, “Ev hizmetleri çalışanları hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz” hükmü ile ev hizmetlerinde çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği açısından bu Kanun’un da kapsamı dışında bırakmıştır. Başka bir anlatımla, ev hizmetlerinde çalışanların iş edimlerini sundukları konutlar bu anlamda işyeri sayılmayacak, bu kişileri çalıştıranlar işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanından hizmet satın almak zorunda kalmayacak, bu kişiler hakkında iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmesi ve onlar için sağlık raporu alınması zorunlu olmayacaktır.
Ancak bu durum ev hizmetlerinde çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda tamamen korumasız kaldığı anlamına gelmez. Çünkü 4857 sayılı İş Kanunu’nun kapsamı dışında bırakılan kişiler için genel kanun niteliğindeki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanabilecektir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “İşçinin kişiliğinin korunması” başlıklı 417’nci maddesinde, “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir” hükmü yer almaktadır.
Buradan yola çıkarak ev hizmetlisi istihdam eden işverenler bu Kanun kapsamında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili “her türlü önlemi almak” zorundadırlar. Her türlü önlemden anlaşılması gereken hususların 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4’üncü ve 5’inci maddeleri dikkate alınarak ve burada geçen hükümlerin ev hizmetlerinde çalışanlara kıyas yoluyla uygulanabileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak hemen ifade etmek gerekir ise, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında bırakılan ev hizmetlerinde çalışanlar için işverenlerince işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamı zorunlu olmayacaktır.
Diğer taraftan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ev düzeni içinde çalışma” başlıklı 418’inci maddesinde, “İşçi işverenle birlikte ev düzeni içinde yaşıyorsa işveren, yeterli gıda ve uygun bir barınak sağlamakla yükümlüdür.
İşçi, kusuru olmaksızın hastalık veya kaza gibi sebeplerle iş görme edimini yerine getiremezse işveren, sosyal sigortalar yardımlarından yararlanamayan, bir yıla kadar çalışmış işçinin bakımını ve tedavisini, iki hafta süreyle sağlamak zorundadır. İşçinin bir yılı aşan her hizmet yılı için söz konusu süre, dört haftayı aşmamak üzere ikişer gün artırılır. İşveren, işçinin gebeliğinde ve doğum yapması durumunda da aynı edimleri yerine getirmekle yükümlüdür” denilerek işverenle birlikte ev düzeni içinde yaşayan ev hizmetlilerinin haklarının korunması açısından işvereni yükümlü kılmıştır.
SONUÇ:
Ev hizmetlerinde yemek, temizlik, çamaşır yıkama, mürebbiyelik, çocuk, engelli, hasta ve yaşlı bakımı gibi evin günlük işlerinde çalışanlıların tamamen iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yoksun bırakılmadığı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre, ev hizmetlisi istihdam eden işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi alma, araç ve gereçleri noksansız bulundurma; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uyma yükümlülüğü bulunmaktadır. Sadece ev hizmetlerinde çalışanlar için işverenlerince işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamı zorunlu olmayacaktır. Öte yandan ev hizmetlerinde çalışanlar hakkında İş Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümleri uygulanmamakla birlikte ev hizmetlerinde ücretli ve sürekli çalışanlar için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre sigortalı olma zorunluluğu vardır. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/6’ncı maddesine göre, ev hizmetlerinde çalışanlardan gelir vergisi kesilmez (mürebbiyelere ödenen ücretler hariç). 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre de, işverenler tarafından ev hizmetlerinde çalışanlar için işsizlik sigortası primi ödenir ve ev hizmetlerinde çalışanlar da, “İşsizlik Sigortası” kapsamındadırlar. Bundan yararlanmak için 4447 sayılı Kanun’a göre, en az az 600 gün sigortalı çalışmak gerekecektir.
Uluslararası sözleşme niteliği ile bağlayıcı hükümleri içeren 189 sayılı Sözleşme ile Sözleşme’nin uygulanmasına yönelik yol gösterici hükümler içeren 201 sayılı Tavsiye Kararı, dünyada çalışan 100 milyonu aşkın ev işçisinin çalışma ve sosyal haklarını güvence altına almak amacıyla yasal bir zemin oluşturmuştur.
Ülkemizin de bahse konu sözleşmeyi imzalaması ve iç hukukunda gerekli düzenlemeyi yapması halinde, İş Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında kalan bu kesimin Kanun kapsamında sayılarak çalışma ve sosyal haklarının güvence altına alınması ile birlikte, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sağlanan hakların bütününden yararlanma imkânı olacaktır.
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.