Lütfi İNCİROĞLU
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Çalışma Genel Müdür Yardımcısı
MEVSİMLİK GEZİCİ TARIM İŞÇİLERİNİN ÇALIŞMA VE SOSYAL HAYATLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ
1.GİRİŞ
Türkiye geniş kırsal coğrafyaya ve nüfusa sahip bir ülke olarak, ulusal kalkınmaya ivme kazandıracak nitelikte önemli bir ekonomik ve beşeri kaynak potansiyeline sahiptir. Cumhuriyetimizin kurulduğu dönemde yüzde 75 oranında kırsal alan lehine olan nüfus dağılımı, günümüzde aynı oranda kent lehine dönüşmüştür. Önemli miktardaki kırsal nüfus; daha iyi yaşam koşullarına erişmek, düzenli iş ve gelir imkânlarına kavuşmak için kırdan kente göç etmiştir.
Diğer yandan kırsal alanda topraksız çiftçilerin yanı sıra tarım işletmelerinin başta miras hukuku olmak üzere çeşitli nedenlerle giderek küçülmesi ve parçalanması birçok işletmeyi kendine yeterli olmaktan uzaklaştırmıştır. Bunun sonucu olarak, tarımsal faaliyet ile uğraşan birçok aile, geçimini sağlayabilmek amacıyla daha fazla tarımsal iş olanağı bulunan yörelere gezici (yerleşik olmayan) işçi olarak gitmek durumunda kalmaktadır. İşgücünün yaklaşık yüzde 25’inin istihdam edildiği tarım sektöründe, özellikle gezici işçi olarak çalışan grup, tarımın kendine özgü niteliklerinden dolayı oldukça ağır koşullarda çalışmaktadır[1].
Toprak sahibi/işleyenler ucuz işçi isteği ve maliyet düşürmek kaygısının yanı sıra, aile üyeleriyle işleri yetiştirememeleri nedeniyle mevsimlik gezici tarım işçisi tercih etmektedir. Genellikle işleyecek toprağı bulunmayan, yetersiz toprağa sahip olan ya da çeşitli nedenlerle bu toprakları işleyemeyen aileler tarımsal işgücü talebi yoğun olan yerlere giderek gezici tarım işçiliği yapmaktadırlar.
Tarımda gezici çalışan tarım işçilerinin sayısı konusunda ulusal düzeyde herhangi bir istatistiksel veri bulunmamakla birlikte, bakanlığımızın göç alan ve veren il valiliklerinden aldığı verilere göre bu sayının 300 bin civarında olduğunu söylemek mümkündür.
Mevsimlik gezici tarım işçiliğinde aileler mümkün olduğu ölçüde bütün aile bireyleriyle çalışma yerine gelmekte ve çoğunluğu (çocuklar dâhil) çalışmaktadır. Ailede çalışan birey sayısı ortalama üç ve üzerindedir. Kadınların ve çocukların aile gelirine katkısı aile nüfusuna göre değişmektedir.
Bilindiği üzere kadınların işgücü piyasalarına katılımı ve istihdamdaki yeri, toplumsal statüleri açısından belirleyici bir role sahiptir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2010 yılı verilerine göre kadınların;
- İşgücüne katılım oranı % 27,6,
- İşsizlik oranı % 13,
- Tarım dışı işsizlik oranı % 20,2
- İstihdam oranı ise % 24 düzeyindedir.
Aynı verilere göre, 26 milyon 740 bin çalışma çağındaki kadından 19 milyon 357 bini işgücüne katılmamaktadır. İşgücüne katılanlarınsa dörtte birinden daha azı istihdam edilebilmektedir. İstihdam edilen kadınlardan % 58,5’inin Sosyal Güvenlik Kurumuna kaydı bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle 3 milyon 758 bin kadın kayıtdışı olarak çalışmaktadır.
Kadınlarda kayıtdışı istihdam düzeyinin yüksek olmasının temel nedeni kadın istihdamının önemli oranda tarım sektöründe gerçekleşmesi ve tarım sektörünün önemli oranda kayıt dışı olmasıdır. Tarım sektöründe kadınlar önemli oranda ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır.
Çocuklar kırsal işgücü piyasalarında önemli bir işgücü kaynağıdır. Başta tarım sektörü olmak üzere, emek yoğun sektörlerde düşük vasıflı işgücü talebi çocuk istihdamını artırmaktadır. Çocukların zor koşullar altında uzun süreler çalıştırılması ruhsal ve bedensel sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çocukların geleceğe hazırlanması gereken bir dönemde çalışarak örgün eğitim kademelerinden kopması kısa vadede ucuz ve vasıfsız işgücüne dönüşmesine, uzun vadede ise işsiz ve desteğe muhtaç kişiler haline gelmesine neden olmaktadır [2]. Bu nedenle çocuk işçiliğinin kısa ve orta vadede önlenmesi için alınması gereken tedbirler ile yapılması gereken faaliyetleri şöyle sıralamak mümkündür.
- Çocuk işçiliğinin yasal, sosyal ve insani bakımdan sonuçları konusunda farkındalık artırmaya yönelik (CD, kitap, dergi, broşür, kısa film gibi) materyallerin hazırlanması,
- Çocuk işçiliğinin önlenmesi için zamana bağlı politika ve program çerçevesinin etkin olarak uygulanması,
- Çocuk işçiliği ve önlenmesi konusunda ilçe bazında veri tabanı oluşturulması,
- Çalışan çocukların çalışma yaşamından alınarak eğitim sistemine dâhil edilmesi, sisteme dâhilse okula devamının sağlanması ve bunun için burs olanaklarının artırılması,
- Risk altındaki çocukların çalışma yaşamına girmesinin engellenmesi ve aileleri için rehabilitasyon çalışmalarının yürütülmesi,
- Çocuk işçiliğinin yoğun olduğu illerde mevcut kurumların önleyici kapasitelerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak uzun vadede çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması, kısa vadede çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin önlenmesi ve mevzuata uygun olarak çalışan çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi amaçlanmalıdır.
- Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma Şartları ve Sosyal Güvenlikleri
Gezici tarım işçileri toplumun en dezavantajlı gruplarından birini oluşturmaktadır. Çalışma ve hayat koşulları açısından oldukça zor şartlar altında olan ve sayıları giderek artan mevsimlik gezici tarım işçileri başta ücret, sosyal güvenlik, barınma, içme ve kullanma suyu, sanitasyon, sağlık, eğitim, çevre gibi temel gereksinimleri bakımından toplumun çok gerisinde bulunmakta ve haklarını yeterince arayamamaktadır. Çalıştıkları yörelerde sosyal dışlanmaya maruz kalmaları grupların toplumsal bütünleşmesini geciktirmektedir. Bu işçiler, içinde bulundukları çalışma ve yaşam koşulları ile eğitim düzeyleri itibarıyla; kent yaşamının gerekleriyle baş etme ve sorun çözme kapasiteleri düşüktür. Çalışma ücretlerinin düşük olması, bireysel çabalarını ve gelişimlerini sınırlamaktadır. Gezici tarım işçilerinin içinde bulundukları çalışma koşulları ile sosyal güvenlikle ilgili yaşadıkları sorunları şöyle özetlemek mümkündür.
- Mevsimlik gezici tarım işçiliği bir meslek olarak görülmektedir. Meslekte kalma süresi ortalama beş yıldır.
- Mevsimsel değişiklikler veya ulusal ve kültürel politikalar nedeniyle tarımın ekonomik getirisinin azalması mevsimlik gezici tarım işçiliğine geçişleri artırmaktadır.
- Tarımda teknolojik gelişmelere paralel olarak çeşitli mücadele ilaçlarının kullanılması iş kazalarına ve birçok meslek hastalığının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
- Sağlıksız barınma koşulları işçilerin belirli düzeyde işgücünü kaybetmelerine ve çok çabuk hastalanmalarına neden olmaktadır.
- Ev işlerinde kadınlara en çok çocuklar ve ailenin bekâr diğer üyeleri yardımcı olmaktadır.
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin mesleki nitelikleri düşüktür ve mesleki örgütlenmeleri bulunmamaktadır.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çoğunluğu İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4/a sigortalıları bakımından kapsam dışındadır. Bu nedenle, kayıtlı takipleri yapılamamaktadır. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin, 5510 sayılı Kanunun 50–52 nci maddeleri hükümlerine göre isteğe bağlı olarak sigortalı olma hakları bulunmaktadır. Sağlık sigortası bakımından yeşil kart kullanılmaktadır.
- Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Sosyal Hayatları ve Sosyal Çevreyle İlişkileri
Mevsimlik gezici tarım işçileri ile yöre halkı arasındaki sosyal ilişkiler son derece düşük ve ekonomik ilişkiler ile sınırlıdır. Sosyo-ekonomik düzeyin düşüklüğü, eğitimin yetersizliği ile yöresel örf ve adetler geldikleri yerlerde “uyum sorunu”na sebep olabilmektedir.
Bununla birlikte barınma, sağlık, çalışma, beslenme, eğitim, ulaşım, içme suyu ve diğer zaruri ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanılırken, sosyal hayata katılımları göz ardı edilelebilmektedir. Ailelerin nüfus yoğunluğu ve barınma imkânları (çadır, barınak vb.) düşünüldüğünde, kişi başına düşen yaşam alanı, olması gerekenden çok düşük düzeyde kalmaktadır. Yaşam alanları temel gereksinimleri karşılamaktan uzaktır.
Mevsimlik gezici tarım işçileri kitle iletişim araçlarından yoksun kalmaktadırlar. Gazete okuyamamakta, elektrik bulunmaması nedeniyle televizyon seyredememekte ve neticede gelişen olaylardan haberleri olmamaktadır. Genelde tüm çalışanlar özelde ise kadınlar ve çocuklar barınma alanlarında yeterli sosyalleşme kaynaklarından yoksundur. Oyun alanları ile ortak kullanıma açık sosyal tesisler bulunmamaktadır[3].
- Mevsimlik Gezici Tarım İşçileriyle İlgili Uygulanan Projeler ve Yapılan İyileştirmeler
Mevsimlik gezici tarım işçileri, içinde bulundukları çalışma ve yaşam koşulları ile eğitim düzeyleri ve örgütlenme gibi alanlarda asgari standartları elde edebilecek durumda değildirler. Bundan dolayı çalışma ve yaşam şartlarının iyileştirilmesine yönelik strateji ve eylem planı geliştirilmesinde; doğru ve yeterli verilerin tespiti, çözüm önerilerinin yerindeliği için son derece önemlidir. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin sorunları; eğitim, sağlık, ulaşım, güvenlik, barınma, iş ve sosyal güvenlik vb. gibi çok boyutlu niteliktedir. Bu özelliği itibariyle, çok sayıda kurum ve kuruluş tarafından bütünsel yaklaşımdan uzak bir biçimde, kendi görev alanlarına giren konularda mevzuat düzenlemeleri yapılması, sorunlara kökten ve bütüncül çözüm getirilmesini sağlayamamaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; 2009–2013 Dönemi Stratejik Planında yer alan Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma Ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesiyle ilgili hedefini 2010 yılında tüm tarafların katılımı ile hazırladığı Stratejisi Ve Eylem Planı ile gerçekleştirmeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda “Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma Ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi”ni hazırlayarak uygulamaya koymuştur.
Bu amaçla, uygulamada norm ve standardın sağlanması, kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliği yapılması ve etkin ve verimli hizmet sunulması amacıyla 24.03.2010 tarihinde 2010/6 sayılı Başbakanlık Genelgesi yürürlüğe konulmuştur [4]. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, Başbakanlık Genelgesinin ve Eylem Planının uygulanmasını takip ve koordinasyonun sağlanması amacıyla Bakanlık bünyesinde “Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurulu” oluşturulmuştur. Projenin genel amacı: Ulaşım, Barınma, Eğitim, Sağlık, Güvenlik, Sosyal Çevre İle İlişkiler, İş ve Sosyal Güvenlik Koşulları vb. konular itibariyle,
- Ülkenin uzun vadeli nitelikli işgücünü karşılamak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerini kayıt altına almak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin, özellikle çocukları olmak üzere aile üyelerinin çalışma ve sosyal hayatlarının iyileştirilmesidir.
Bu çalışma, mevsimlik gezici tarım işçilerinin çalışma ve sosyal hayat koşullarını bütünsel ve çok boyutlu bir bakış açısıyla belirleyerek, oluşturulan faaliyet planı çerçevesinde iyileştirme öngörmektedir. Projenin başlıca hedefleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir;
- İşçilerin göç döneminde yolculuklarının güvenli ve sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için bütün tedbirleri almak,
- Göç mevsiminde mevsimlik gezici tarım işçilerinin ikametgâhlarından çalışacakları yerlere ve tarladan konaklama mahalline ulaşımları esnasında yol güvenlikleri artırmak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin asgari imkânları haiz, yeterli, güvenli ve sağlıklı konaklama alanlarında barınmaları sağlamak,
- Toplulaştırılmış çadır yerleşimlerine sunulan hizmetlerin aksamadan yürütülmesini sağlamak üzere “Toplulaştırılmış Çadır Yerleşimi Yönetimleri” oluşturmak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağında olan ancak eğitimden uzak kalan çocuklarının tamamının eğitim hizmetlerine ulaşması sağlamak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin ve aile üyeleri ile tarım aracılarının nitelikleri geliştirmek,
- Hizmetlere ilişkin bilinçlendirme çalışmaları yapmak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin temel sağlık hizmetlerinden etkin bir biçimde faydalanmalarını sağlamak,
- Barınma yerlerindeki su ve çevre temizliği sağlamak,
- Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri konularında göç alan/veren tüm illerde bilinçlendirme çalışmaları yapmak,
- Konaklama alanlarının ve mevsimlik gezici tarım işçilerinin güvenliği sağlamak,
- Yabancı uyruklu kaçak tarım işçiliğinin önlenmesine yönelik etkin tedbirler almak,
- Göç alan/veren illerde güvenlikle ilgili bilinçlendirme çalışmaları yapmak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin sosyalleşmelerine yönelik tedbirler almak,
- Her türlü sosyal dışlanmışlığın önlenmesi ve toplumsal uyumun sağlanması için göç alan illerde bilinçlendirme çalışmaları yapmak,
- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin sosyal güvenlikleri açısından mevcut durumları Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yürütülecek çalışmalarla iyileştirmek,
- Tarımda iş aracılığı sözleşmesini zorunlu hale getirmek ve mevsimlik gezici tarım işçilerinin sözleşme olmaksızın çalıştırılamamasını sağlamak,
- İş aracılarının ve toprak sahiplerinin/ işleyenlerin; ücret ödeme, genel sağlık sigortasından yararlanma, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile ilgili usul ve esaslar hakkında düzenleyici işlemler yapılacak ve bilinçlendirilmeleri sağlamak,
- Çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik toplumsal duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamaktır[5].
Yukarıda sayılan tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için Bakanlığımızca hazırlanan strateji ve eylem planı çerçevesinde tarımsal işgücü talebi yoğun olan 19 ile giderek, geçici tarım işçisi olarak zor koşullarda çalışanların, çalışma ve sosyal hayat şartlarının iyileştirilmesine yönelik 2010–2013 yılları arasında il valiliklerimizce hazırlanan projeler kapsamında il özel idareleri bütçelerine ödenek aktarılarak gezici tarım işçilerinin mevcut durumlarının iyileştirilmesi öngörülmüştür.
Bu kapsamda 2010 yılı bütçesine konulan 44 milyon TL ödeneğin tamamı Bakanlığımıza proje başvurusunda bulunan 28 ilden 23’üne aktarılmıştır. 2011 yılı bütçesine ise 27,5 milyon TL ödenek konulmuş ve proje başvurusunda bulunan 10 il valiliğine 17,6 milyon TL ödenek aktarılmıştır. Mevsimlik gezici işçi ağırlayan illerimizden gelen projelerin değerlendirmeleri devam etmektedir. 2012 yılı bütçesine de 21 milyon TL ödenek konulması planlanmıştır. Ülke genelinde hedefimiz zor koşullarda çalışan 300 bin mevsimlik gezici tarım işçisinin çalışma ve sosyal hayat şartlarının iyileştirilmesidir.
Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma Ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesinin yürürlüğe girdiği 2010 yılı ilkbaharından bugüne kadar ülke genelinde toplam 33 ilde (120 ilçe) 16 bin çadırda barınan, yaklaşık 200 bin gezici tarım işçisinin sosyal hayatlarının iyileştirilmesi için proje sunan valiliklere 61,6 milyon TL ödenek gönderilmiştir.
5.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın misyonu; çalışma hayatını düzenlemek, çalışma barışını sağlamak, iş sağlığı ve güvenliğini geliştiren tedbirler almak, toplumun tüm kesimlerinin sosyal güvenliğini sağlayacak ve istihdamı artıracak şartları geliştirmek, çalışanların hayat seviyesini yükseltecek tedbirleri almak, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu ve çalışmayı destekleyici tedbirleri almaktır. Bakanlığın uyguladığı proje ile misyonu bu anlamda örtüşmektedir. Ancak burada en önemli konu, elbette ki uygulanan projenin izlenebilirliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır.
[1] Kırsal Kalkınma Planı (2010–2013) Ankara 2011 sh. 116
[2] Kırsal Kalkınma Planı (2010–2013) Ankara 2011 sh. 99
[3] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Stratejisi ve Eylem Planı, 2010, Ankara
[4] Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Başbakanlık Genelgesi olarak 24.03.2010 tarihli ve 27531 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[5] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Stratejisi ve Eylem Planı, 2010, Ankara
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.