4857 sayılı İş Kanunu’na tabi iş ilişkilerinde, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın bildirim sürelerine uymadan fesheden işçi, işverene bu sürelere (2-4-6-8 hafta) ilişkin ücret tutarında ihbar tazminatı ödemek zorundadır (İşK. m.17/1,3). Buna karşılık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na tabi belirli veya belirsiz süreli iş ilişkilerinde ve İş Kanunu’nun kapsamına giren belirli süreli iş ilişkilerinde, sözleşmenin işçi tarafından haksız feshi halinde, 6098 sayılı Kanunun 439 uncu maddesi uygulanır. Bahse konu maddenin 1 inci fıkrasına göre, “İşçi, haklı sebep olmaksızın işe başlamadığı veya aniden işi bıraktığı taktirde işveren, aylık ücretinin dörtte birine eşit bir tazminat talep etmem hakkına sahiptir. İşverenin ayrıca ek zararların giderilmesini talep hakkı vardır (Süzek, İş Hukuku, s.739).
Görüldüğü üzere, işverenin uğradığı zarar, örneğin aynı nitelikte bir işçi bulununcaya kadar işin yapılmaması nedeniyle kazanç kaybının ortaya çıkması, işletmenin kilit noktasındaki işçinin işi bırakmasının üretimde kesintiye neden olması, işin geçici olarak dışarıdan üçüncü kişiye yaptırılması zorunluluğunun doğması vb. sonucunda götürü tazminatı aşarsa (aylık ücretin dörtte birine eşit tazminat) ek zararların giderilmesini talep edebilir (Süzek, İş Hukuku, s.739).
İşverenin tazminat istemem hakkı takas yoluyla sona ermemişse, işçinin işe başlamamasından veya işi bırakmasından otuz gün içinde, dava ve takip yoluna başvurması gerekmektedir (TBK m.439/son). Aksi halde, tazminat istemem hakkı düşer. Bilindiği üzere işçinin kastıyla neden olduğu zararların ücret alacağı ile takası ancak bu durumun yargı kararı ile sabit olması halinde mümkündür. Bu nedenle otuz günlük süre içinde yargı kararının alınması fiilen mümkün görülmediğinden, işverenin tazminat isteme hakkının takas yoluyla sona ermesi en uygun yol olarak görülmektedir (Süzek, İş Hukuku, s.739). Ancak uygulamada bu gibi durumlarda genellikle işçinin içeride bulunan ücret alacağı ile işverenin tazminat alacağı doğrudan mahsup edilmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus bu duruma işçinin rıza göstermesidir. İşçinin onayı olmadan (rızası) işverenin tazminat alacağı ile işçi ücret alacağı takas edilemez. İşçinin yazılı olarak ücret alacağından işverenin tazminat alacağının kesilmesine onay vermesi gerekmektedir (TBK m.407/2).
Hemen ifade etmeliyiz ki, uygulamada yaygın olarak sözleşmenin tarafları (her iki taraf için de öngörülmesi kaydıyla) iş sözleşmesini haklı olmayan nedenle (haksız fesih) sona erdiren işçi aleyhine cezai şart getirmektedirler.
Sonuç olarak, İş Kanunu kapsamına giren belirli süreli iş ilişkilerinde, işçi tarafından sözleşmenin haksız feshi halinde, işveren, işçinin aylık ücretinin dörtte birine eşit bir tazminatı isteme hakkına sahiptir (TBK m.439). İşverenin ayrıca ek zararların giderilmesini talep hakkı vardır. İşverence istenilen tazminat işçinin ücreti ile takas edilmemişse, işçinin işe başlamamasından veya işi bırakmasından başlayarak otuz gün içinde, dava ya da takip yoluyla işveren bu hakkını kullanmak zorundadır. Aksi halde tazminat isteme hakkı düşer.
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.