Sadakat borcu, işçinin işverene karşı bazı olumlu davranışlarda bulunmasını gerektirebileceği gibi bazı olumsuz davranışlardan kaçınmasını da gerektirebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 2 inci maddesi gereğince işçi işverenin menfaatlerini korumak ve zarar verici hareketlerden kaçınmak zorundadır. Örneğin işçi, çalışma düzeninin aksamaması için makinelerde, araç ve gereçte gördüğü arıza ve eksiklikleri, karşılaştığı hırsızlık – yolsuzluk gibi olumsuzlukları işveren veya işveren vekillerine bildirmelidir. İşverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, diğer işçileri işverene karşı haksız yere kışkırtmak, müşterileri başka yerlere yönlendirmek gibi olumsuz davranışlardan da işçi özenle kaçınmalıdır. Sadakat borcu işçinin işverene karşı rekabete girmemesini de gerektirir. Ayrıca sadakat borcu nedeniyle işçi işverenin mesleki sırlarını da korumalıdır.
İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması durumunda iş sözleşmesi işverence haklı nedenle derhal feshedilebilir (İşK m.25/II-e). Buradaki doğruluk ve bağlılık ifadeleri işçinin işverenine karşı sadakat borcunun karşılığıdır. Örneğin ilaç üretimi yapılan bir işyerinin laboratuvarında görevli kimyagerin ilaç formüllerini rakip firmaya vermesi doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranıştır. Bu durum işverene iş sözleşmesini haklı nedenle tazminatsız derhal feshi hakkı verir.
Sadakat borcu kapsamında üzerinde durulması gereken konulardan birisi de bilgi uçurma (ifşa hakkı ve ihbar borcu)’dır. Avrupa hukukunda son dönemde çok tartışılan konuların başında bilgi uçurma gelmektedir. Bu kavram genel olarak, işçinin işyerinde gördüğü hukuka ya da ahlak kurallarına aykırı uygulamaları veya sosyal medya dahil olmak üzere resmî kurumlara ya da makamlara açıklamasını ifade eder (Çelik, Caniklioğlu, Canbolat, İş Hukuku Dersleri, s.279; Alp, Çalışanın Hukuka ve Etik Kurallara Aykırılıkları İfşa Hakkı ve İhbar Borcu, s.7; Aydın, İşçinin Bilgi Uçurması, s. 81). İşçinin bu davranışının sadakat borcuna aykırılık oluşturup oluşturmayacağı üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü işçi işyerinde çalışmasından dolayı işyerinde öğrendiği ve işverenin başkalarının bilmemesi gereken bir bilgisinin ya da uygulamasını üçüncü kişilere açıklamakla, işverene zarar verebilecek davranışlardan kaçınma borcuna aykırı davranmış olmaktadır. Ancak özellikle suç oluşturan bir durumun ifşa ya da ihbarında daha üstün kamu menfaati varsa işçinin bu davranışının sadakat borcuna aykırı sayılmaması gerekmektedir. Hukuka aykırı bilgilerin açıklanması aynı zamanda işçinin sır saklama borcuna da aykırılık oluşturmaz (Uşan, İş Sırrı, s.101).
Sonuç itibariyle, işçinin işyerinde gördüğü suç sayılan hukuka aykırı bir durumu adli ya da idari makamlara ihbar etmesi, ya da basına yansıtması sadakat ve sır saklama borcuna aykırılık oluşturmaz. Bu gerekçe ile işveren de işçinin iş sözleşmesini haklı ya da geçerli nedenle feshedemez. Ancak işyerinde işçinin gördüğü suç sayılan durumdan işverenin haberi yoksa işçi öncelikle bu durumu işverenine bildirmekle yükümlüdür. Çünkü işçinin bu konuda bağlılık ve sadakat borcu bulunmaktadır. Suç sayılan durumu işverene bildirmesine rağmen işveren gerekli işlemi yapmamışsa o zaman işçinin bu bilgiyi uçurmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.