4857 sayılı İş Kanunu’nun 68 inci maddesine göre, “Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere; a) Dört saat veya daha kısa süreli işlerde onbeş dakika,
- b) Dört saatten fazla ve yedibuçuk saate kadar (yedibuçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
- c) Yedibuçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat,
Ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir.
Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir.
Dinlenmeler bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir.
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
İş süresinin düzenlenmesine ilişkin hükümler, öncelikle iş gücünün korunması amacına hizmet etmektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesi, sadece günlük çalışma süresinin sınırlandırılmasını değil, aynı zamanda işçilere çalışma süresi içinde işe ara verme imkanının da tanınmasını gerektirmektedir. Aksi taktirde, çalışmaya bağlı gerilim nedeniyle, dikkat dağınıklığının iş kazalarına yol açması ve zaman içinde işçilerin sağlık sorunlarıyla karşılaşması kaçınılmazdır. İşte Kanunun bu maddesindeki ara dinlenmesine ilişkin düşünce bu tür sonuçları önlemek için düzenlenmiştir (Soyer, Yargıtay’ın Ara Dinlenmesine Ait Kararları Üzerine Düşünceler, Türk Kamu Sen, Mart 1989, s.8).
Bu nedenledir ki, ara dinlenmesi, işçinin “çalışma” ya da “çalışmaya hazır olma” yükümlülüğünün bulunmadığı; bu süreyi nerede ve nasıl geçireceğine serbestçe karar verebileceği bir zaman dilimi olarak tanımlanmaktadır.
Ara dinlenmeleri işçilere hem dinlenmeleri hem de yeme içme gibi zorunlu gereksinmelerini karşılayabilmeleri için, günlük çalışma süreleri içinde verilen dinlenme süreleridir. Bu dinlenmeler, “çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin adet ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle” verilir (İşK m. 68/I).
Kanunun ara dinlenmelerin süresini belirleyen bu hükmü buyurucudur. Bu süreler Kanunun işçi yararına buyurduğu en az süreler olup, Kanunun çizdiği tabanı gösterir. Bu bakımdan bu süreler hiçbir surette indirilemez. Ancak iş ve toplu iş sözleşmeleri ile bu tabanın üzerinde ara dinlenmesi verilebilmesi mümkündür.
Bu dinlenme sürelerinin aralıksız verilmesi zorunludur. İşveren bu dinlenme sürelerini tek taraflı olarak bölemez. Ancak, bu süreler iklim, mevsim, o yerdeki örf ve gelenekler veya işin niteliği göz önünde tutularak iş ve toplu iş sözleşmeleri ile aralı olarak kullandırılabilir (İşK m. 68/I).
Bir dinlenme süresinin ara dinlenme süresine girebilmesi için bu süre içinde işçinin özgür bulunması şarttır. Gerçekten, ara dinlenmeleri süresinden işçinin işyerinde ve her an işverenin buyruğunda bulunmak zorunluluğu yoktur. İşçi bu sürede dilediği gibi hareket edebilecek, dilerse bu süreyi işyerinin dışında da geçirebilecektir. Bu bakımdan bir makinenin onarılması veya bir başka nedenle üretimin durması üzerine yapılan işe ara vermelerin ara dinlenmesi kapsamında düşünülmesi mümkün değildir.
Nitekim Yargıtay verdiği bir kararında, “İş Kanunu’nun 68 inci maddesine göre işçilere fiilen ara dinlenmesi verilmesi gerekmektedir. Buna aykırı düzenlemeler Yasal olmayıp hizmet akitleri ve toplu iş sözleşmeleri ile aksine hüküm konulamaz” denilmektedir (9.HD. 01.05.1992 T, E.1992/4610 K.1992/4910).
Ayrıca, hareket halindeki taşıtlarda çalışan işçilerin ara dinlenmeleri, “Haftalık İş Günlerine Bölünemeyen Çalışma Süreleri Yönetmeliği” m.7’de belirlenmiştir. Buna göre, hareket halindeki taşıtlarda çalışan işçilerin ara dinlenmeleri, genel olarak duraklama yerlerinde verilir. Kalkış-varış yerleri arasında duraklama yeri bulunmayan veya duraklama yerleri bulunmakla birlikte işin niteliğinin gereği olarak bu yerlerde ara dinlenmesi verilmeyen durumlarda ara dinlenmesi taşıt içerisinde verilir.
İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesine göre; “Ara dinlenmeleri, iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak, yirmi dört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak düzenlenir” denilmektedir. Ancak, bu Kanunun 69 uncu maddesinin son fıkrasında geçen “Postası değiştirilecek işçi kesintisiz onbir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz” hükmü saklıdır. Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde de, “Posta değişiminde işçiler sürekli olarak en az onbir saat dinlendirilmeden çalıştırılamaz. Bu hüküm, postası değiştirilen işçilere de uygulanır” denilmektedir.
Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10 uncu maddesinde ise, “Postalar halinde işçi çalıştırılarak yürütülen işlerde, işçilere, İş Kanunu’nun 68 inci maddesindeki esaslar uyarınca ara dinlenmesi verilir. İşin niteliği, bir işyerinin aynı bölümündeki bütün işçilere aynı saatte ara dinlenmesi verilmesine olanak bırakmıyorsa, bu dinlenme, işçilere, gruplar halinde arka arkaya çalışma süresinin ortalarından başlayarak İş Kanunu ve bu Yönetmelikteki esaslara göre verilir” denilmektedir.
Bunun dışında uygulamada işverenler iş verimliliğini artırmak amacıyla işçilere çay ve sigara molası vermekte ve bu süreyi iş süresinden saymaktadır. İş Kanununda bu konuda açık bir hüküm olmamakla birlikte işçi bu dinlenme süresini işverenin emir ve talimatı altında olmadan serbestçe kullanabilme hakkına sahip bulunduğundan, bu sürelerin iş süresinden sayılmayacağı açıktır. Ancak, doktrinde, işverenin tek taraflı olarak verdiği dinlenmelerin iş süresinden sayıldığı kabul edilmektedir (Çenberci, İş Hukuku Şerhi, s.753).
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.