4857 sayılı İş Kanunu Geçici m.10 hükmü uyarınca, aynı Kanunun 25/II hükmü ve belirli süreli iş sözleşmelerinde sürenin sona ermesi nedeniyle ya da işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi dolayısıyla işçi çıkarılması dışında, işverenler, 17.04.2020 tarihinden 17/9/2020 tarihine kadar iş sözleşmelerini sağlık sebepleri (m.25/1), zorlayıcı nedenler (m.25/III), işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması (m.25/IV), veya geçerli nedenlerle (m.18) sona erdiremeyeceklerdir. İş sözleşmesinin feshinde sözleşmenin belirli-belirsiz-tam-kısmi, deneme süreli ya da mevsimlik olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ayrıca, fesih yasağı sadece 4857 sayılı Kanuna tabi çalışanları değil, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 5953 sayılı Basın İş Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanuna göre çalışanları da kapsamaktadır (İşK. Geçici m.10).
İçişleri Bakanlığı’nın 3 Nisan 2020 tarihli Korona tedbirleri ek genelgesi kapsamında, “Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanının talimatları doğrultusunda, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11-C maddesi ile 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanununun 27’nci ve 72 nci maddesi kapsamında il valileri tarafından ek tedbirlerin alınması öngörülmüş ve ülke genelinde il ve ilçelerdeki; pazar yeri, market ve toplu olarak çalışılan iş yerlerine vatandaşların ve çalışanların maske ile girecekleri, yine il ve ilçelerin meydan, sokak ve caddelerinde; vatandaşların sosyal mesafeyi gözetmeden toplu olarak yürümelerine veya bulunmalarına izin verilmeyeceği, yan yana yürüyen vatandaşların ise yine sosyal mesafeyi gözeterek yürümelerine dikkat etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Alınan kararlara uymayan vatandaşlara Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282 inci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması gerektiği de ayrıca belirtilmiştir.
Bununla birlikte, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı- İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan İşyerlerinde Koronavirüsten (Covıd-19) Korunma Tedbirleri kapsamında, işyerlerinde maske-mesafe ve hijyen kurallarına uygun tedbirler öngörülmüş ve ülke genelinde faaliyet gösteren tüm işyerlerinin bu tedbirlere uygun hareket etmesi istenilmiştir.
6331 sayılı Kanuna göre, “işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmaları” yapmakla yükümlüdür (m.4/1).
6331 Sayılı Kanun m.19/1’e göre, işveren gibi çalışanlar da iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitimler ve işverenin bu hususta verdiği talimatlar çerçevesinde; kendilerinin, hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. Ayrıca m.19/2-c bendine göre iş yerinde sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştığında durumu derhal işveren ve çalışan temsilcilerine bildirmekle yükümlü olan işçi, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak zorundadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.417/II’ye göre de, “İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür”.
Nihayetinde, 4857 sayılı Kanun’un 25/II- bendine göre de, “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi…” işverene haklı nedenle derhal fesih hakkı verir. Elbette ki işverenlerin bu hakkı kullanırken objektif iyiniyet kurallarına uygun hareket etmesi gerekir. Örneğin dalgınlıkla ağzındaki maskesini düşüren işçisine hemen tutanak tutup haklı nedenle işten çıkarması doğru olmayacağı gibi işyerinde belirlenmiş olan sosyal mesafe kuralları ya da hijyen kurallarına bir kez aykırı davranan işçinin işten çıkarılması iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bununla birlikte, alınan tedbirlere defalarca yazılı ve sözlü uyarılara rağmen uymamakta ısrar eden işçilerin haklı nedenle işten çıkarılması 4857 sayılı Kanun m.25/II-ı gereğidir. Çünkü çalışanların hem kendi yaşamlarını hem de diğer çalışanların yaşamlarını tehlikeye atacak davranışlardan kaçınması ve işyerinde sağlık ve güvenliği tehlikeye düşürmemesi gerekir.
Sonuç olarak, işçinin, Covid-19 salgınına karşı işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine tüm uyarılara rağmen ısrarla uymaması işveren açısından haklı fesih nedeni sayılabilir. Nitekim işyerinde Covid-19 kapsamında alınan tedbirler kapsamında tüm uyarılara ve ısrarlara rağmen işçinin maske takmaması, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmemesi işverene haklı nedenle fesih yetkisi verir (İşK. m.25/II-ı). Ancak işverenin bu kapsamda fesih yapabilmesi için aynı Kanun’un 26.maddesinde öngörülen hak düşürücü süreyi gözetmesi ya da varsa disiplin kurulu kararı doğrultusunda fesih yapması gerekir. Aksi halde yapılan fesih, fesih yasağı ihlaline yol açabilir.
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.