Covid 19 salgınında en temel risk unsuru virüsün bulaşıcılığının yüksek/hızlı olması nedeniyle kişilerin bir arada bulunduğu mekânlar/alanlardır. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda alınan kararların etkinliğini arttırmak ve toplum sağlığı ve kamu düzeni korumak amacıyla,1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununa uyarınca, “Her vilayet merkezinde bir umumi hıfzıssıhha meclisi kurulabilmekte ve bazı konularda tedbirler öngörebilmektedir.” (m.23). Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi ahvalini daima nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimai hastalıklardan korunmak çareleri ve sıhhi hayatın faideleri hakkında halkı tenvir ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet eyler” denilmektedir (m.27).
Aynı Kanunun 72 nci maddesin de de, “57 nci maddede zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde aşağıda gösterilen tedbirler tatbik olunur:
1 -Hasta olanların veya hasta olduğundan şüphe edilenlerin ve hastalığı neşrü tamim eylediği tetkikatı fenniye ile tebeyyün edenlerin fennen icap eden müddet zarfında ve sıhhat memurlarınca hanelerinde veya sıhhi ve fenni şartları haiz mahallerde tecrit ve müşahede altına vaz’ı.
2 -Hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum veya aşı tatbikı.
3 -Eşhas, eşya, elbise, çamaşır ve binaların ve fennen intana maruz olduğu tebeyyün eden sair bilcümle mevaddın fenni tathiri.
4 -Hastalık neşreden haşarat ve hayvanatın itlafı.
5 -Memleket dahilinde seyahat eden eşhasın icap eden mahallerde muayenesi ve eşyalarının tathiri.
Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir (m.83).
Ancak bazı illerimizde Valililerimiz Başkanlığında Kurulan İl hıfzıssıhha kurulları ile İl Pandemi Kurullarının, özel sektör çalışanlarından sokağa çıkma yasağı kapsamında (65 yaş üstü ve kronik hastalar, karantinaya alınan) olanların ücretli idari izinli sayılacakları aksi halde, şikâyete konu olması durumunda iş müfettişi denetimine tabi tutulacakları konusunda karar aldıkları görülmektedir.
İş hukukunda iş ediminin sunulması ücret ödenmesini gerektirir. Ancak bunun bazı istisnaları da vardır. Ücret ödenmesine rağmen iş ediminin sunulmadığı durumlar hafta ve genel tatiller, yıllık ücretli izinler, ücretli mazeret izinler, işçinin istirahat raporlu olduğu günler sayılabilir. İş hukukunda idari izin kavramı düzenlenmemiştir. İdari izin kavramı kamu görevlileri için hizmetin aksatılmaması ve gerekli tedbirlerin alınması şartıyla Bakanlar Kurulunca yeni düzenlemeye göre Cumhurbaşkanlığınca alınan bir kararla uygulanan idari bir işlemdir. Kamu personeline kullandırılan idari izinler yıllık izinlerinden mahsup edilmez.
11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde Covid 19 salgın hastalığının varlığı kabul edilip ilan edildikten sonra kamu personeli için esnek çalışma uygulaması getirilmiş ve bu kapsamda kronik hastalığı olan personelin de idari izinli sayılacağı bir genelge ile duyurulmuştur. Nihayetinde alınan karar kamu personeli için alınmış bir karar olup iş mevzuatına tabi olan işçi statüsündeki kişileri bağlamamaktadır.
Ancak buna rağmen bazı İl Hıfzıssıhha Kurulları ile İl Pandemi Kurullarının özel sektör işyerlerinde sokağa çıkması sakıncalı olan kişilerin işverenlerince idari izinli sayılması yönünde karar almaları uygulamada tartışmalara yol açmıştır. İş Kanunu yürürlükte iken kurul kararları ile işlem yapılıp yapılamayacağı ve bunun yaptırımları konusu gündeme gelmiştir. 5442 sayılı İl İdari Kanunu kapsamında İl Valilerimizin geniş yetkileri olduğu bilinmektedir. Ancak ülkemizde henüz konuyla ilgili olağanüstü hal ilan edilmemiştir. 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na dayanarak toplanan kurullarda işçilerin işverenlerince idari izne çıkarılması konusunda alınan kararların yasal dayanağının bulunmadığı kanaatinde olduğumuzu belirtmek isterim.
İl hıfzıssıhha kurulları il sınırları içinde yaşayan vatandaşların sağlığının korunması ile ilgili tedbirleri almakla yükümlü olup, istihdamı koruma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Sokağa çıkma yasağı bulunan kişilerle ilgili 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu m.83’de, “evlerinde tecrit (izole) edilen, muhtaç olan kimselerin kendilerinin ve ailelerinin iaşe (yeme-içme) giderleri hükümetçe karşılanır denilmektedir”. Olağanüstü hâl uygulaması yokken, il hıfzıssıhha kurullarının özel sektör çalışanlarına ücretli idari izin verilmesi yönünde kurul kararı almalarının yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Karantinaya alınan işçiler için istirahat raporu alınabilir, yıllık ücretli izin, avans izin, ücretsiz izin verilebilir, telafi çalışması ve kısa çalışma yapılabilir ancak il hıfzıssıhha kurullarının bu kişileri re’sen idari izinli saymaları hukuka uygun olmaz. Çünkü iş mevzuatında idari izin kavramı düzenlenmemiştir.
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.