İşverenin eşit durumdaki işçilere farklı ücret zammı uygulaması, ayrımcılık tazminatını gerektirir mi?

Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle, işverenin ayrım yapma yasağı işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bununla birlikte eşit davranma borcu tüm

İşverenin bir veya birkaç işçisine kişisel ve bireysel nitelikte ücret zammı yapması ayrımcılık ve eşitsizlik sayılır mı?

Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle işverenin ayrım yapma yasağı işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bununla birlikte eşit davranma borcu tüm

İşveren asgari ücret artış oranının altında zam yaparsa, işçiye fesih hakkı doğar mı?

Mevzuatta ücretlerin hangi dönemlerde veya oranlarda artırılacağına ilişkin herhangi bir çerçeve belirlenmemiştir. Ücret uygulamaları konusundaki yasal düzenleme asgari ücretin altında ücretle işçi çalıştırılamayacağı ile sınırlıdır. Bunun ötesinde ücret uygulamalarına ilişkin esaslar, iş sözleşmelerinde belirlenebilmektedir. İş sözleşmesinde bağlayıcı bir hüküm bulunmaması halinde, uygulamaya ilişkin inisiyatif işverene aittir. İş sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmamasına karşın, ücret artışlarındaki

İş sözleşmesine konulan rekabet yasağı, hangi hallerde sona erer ?

Uygulamada işyerlerinde önemli görevlerde bulunan nitelikli işçiler, işyerinin/işverenin iş ve meslek sırlarını, işyerindeki yeni üretim teknik ve metotlarını öğrendiklerinde, sadakat borcu gereği bu sırları saklamakla yükümlüdürler. Bu kapsamda işverenler nitelikli işçiler ile iş sözleşmesi imzalarken, sözleşmeye rekabet yasağı maddesi koyarlar. Çünkü iş ilişkisi sona erdiğinde bu durumdaki işçiler işverenle rekabet etme imkanına sahip olurlar[1]. Rekabet

İşyeri aracını yüksek hızla kullanan ve kırmızı ışık ihlali yapan işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir mi?

Yargıtay’a göre, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. fıkrasında, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlarla benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Bu düzenlemenin (ı) bendinde, "işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında

İş ilişkisi devam ederken, fazla çalışmanın asıl ücrete dahil olduğuna dair işyeri yönetmeliği’ne konulan hükmün, işçiye tebliği yeterli midir?

4857 sayılı İş Kanununa ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’ne göre, kural olarak “Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır”. İşçilere yaptırılacak normal çalışma ile fazla çalışma süresinin toplamı günde 11 saat (ara dinlenmeleri hariç) sınırını aşamaz(İşK m.41; Yön. m.3/1-a-b). Fazla çalışma ihtiyacı olan

İşçiye yıllık izin kullandırıldığı izin defteri yerine izin formları ile de ispat edilebilir mi?

4857 sayılı İş Kanununda, işçinin işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olmak kaydıyla, yıllık izne hak kazanabileceği ve buyurucu bir hüküm olarak da yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği belirtmektedir (m.53) [1]. İş Kanununa göre, yıllık izin hakkını düzenleyen hükümlerine göre, bu hakkın izin olarak kullanılması

Sabit bir işyerinde çalışan ancak işyeri şehir dışında olan işçilerin, işe gidiş gelişlerinde araçta geçen süreler iş süresinden sayılır mı?

Çalışma (İş) süresi 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen (m.63), tanımı yapılmamıştır. Ancak, çalışma süresinin tanımı İş Kanunu’na ilişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nde yapılmıştır. Buna göre, çalışma süresi; “işçinin çalıştırıldığı işte geçen süredir”(m.3). Görüldüğü üzere, çalışma süresi işçinin fiilen çalıştığı süreyi ifade etmemektedir. Bu nedenle, işçinin işverenin emir ve talimatı altına girdiği andan çıktığı

İşe iade davası sürerken işçinin başka bir işyerinde çalışması, boşta geçen süre ücretini almasına engel teşkil eder mi?

4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvencesini düzenleyen 18, 19, 20 ve 21 inci maddeleri sırasıyla, iş sözleşmesi feshinin geçerli bir sebebe dayandırılmasını, feshin usulünü, itirazı ve geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçlarını düzenlemiştir. 4857 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerleri ile burada belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan

İşyerinde meydana gelen her türlü iş kazasından işveren sorumlu tutulabilir mi?

İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğü işverenin işçiyi gözetme borucu kapsamındadır[1]. Gözetme borcu, işverenin işyerinde işçilerin sağlık ve güvenliklerini sağlama borcudur[2]. İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda temel yaklaşım önlemedir. İşyerinin kurulması aşamasından başlayarak işyerinde, sağlığı ve güvenliği tehlikeye düşürecek risklerin belirlenmesi ve bu risklerin ortadan kaldırılması, kaldırılamıyorsa riskin minimize edilmesi için gerekli önleyici tedbirlerin

Load More Posts