Kusurlu davranışı ile kendi ölümüne sebep olan işçinin yasal mirasçılarına kıdem tazminatı ödenir mi?

1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun yürürlükte kalan 14 üncü maddesinin bir ve on dördüncü fıkrasına göre, “...iş akdinin işyerinde bir yıldan fazla kıdemi olan “işçinin ölümü sebebiyle son bulması” halinde, kıdem tazminatı işçinin “kanuni mirasçılarına” ödenir”. İş Kanunu’nun anılan hükmünde işçinin sadece ölümünden söz edilmiş ve ölüm nedenleri üzerinde durulmamıştır. Nitekim işçinin eceliyle ölmesi

Özel sağlık sigortası ve hayat sigortası prim ödemeleri kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır mı?

1475 sayılı eski İş Kanunu’nun yürürlükte kalan 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, “...işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince ...kıdem tazminatı ödenir”. Başka bir deyişle, kıdem tazminatına esas süre “işçinin işe başladığı tarihten itibaren” hesaplanır. Bu nedenle, iş sözleşmesinin tarihi başlangıç tarihi olarak dikkate alınamaz. Çünkü, iş sözleşmesinin kurulmuş olması, her

Çalışanın kan grubu paylaşılmadan önce onayı alınmak zorunda mıdır?

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. Kanun işyerlerinde çalışanların, alt işveren çalışanlarının, iş başvurusu yapanların, stajyerlerin, ziyaretçilerin, tedarikçilerin, üçüncü kişilerin ve müşterilerin kişisel verilerinin korunmasını amaçlıyor. Bu kapsamda kamu-özel tüm işyeri işverenleri (veri sorumluları) istihdam ettikleri kişiler başta olmak üzere ticari ilişki içinde oldukları tüm kişilere ait verilerin

Hafta tatilinin 24 saatten az kullandırılması halinde, hafta tatili hiç kullandırılmamış mı sayılır?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.

İş sözleşmelerine hangi hallerde tek taraflı cezai şart konulabilir?

İş sözleşmelerine konulacak cezai şart konusu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420’nci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir”. Yargıtay’a göre, “İş sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersizdir, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin aniden işi bırakması halinde, işveren hangi tazminatları talep edebilir?

4857 sayılı İş Kanunu’na tabi iş ilişkilerinde, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın bildirim sürelerine uymadan fesheden işçi, işverene bu sürelere (2-4-6-8 hafta) ilişkin ücret tutarında ihbar tazminatı ödemek zorundadır (İşK. m.17/1,3). Buna karşılık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na tabi belirli veya belirsiz süreli iş ilişkilerinde ve İş Kanunu’nun kapsamına giren belirli süreli

İŞÇİ, İHBAR TAZMİNATINI PEŞİN ÖDEYEREK İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESHEDEBİLİR Mİ?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 17/5 inci maddesine göre, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde “İşveren, fesih bildirim sürelerine uyarak işçinin iş sözleşmesini feshedebileceği gibi bildirim süresine ait ücreti peşin ödemek suretiyle de feshedebilir”. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda da İş Kanunu’na paralel olarak “İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir” biçiminde

İŞÇİNİN ASIL İŞİNİN DIŞINDA İKİNCİ BİR İŞTE ÇALIŞMASI ENGELLENEBİLİR Mİ?

4857 sayılı İş Kanunu’na göre, haftalık azami çalışma süresi olan 45 saati geçmemek kaydıyla işçilerin asıl işinin dışında ikinci bir işte çalışmasını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır. Uygulamada kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin birden fazla işyerinde çalıştıkları yaygın olarak görülmektedir. Örneğin bir işyerinde haftanın 3 günü çalışan işçinin haftanın diğer iş günlerinde bir

İŞVEREN, İŞÇİDEN OLAN ALACAĞI İLE ÜCRET BORCUNU TAKAS EDEBİLİR Mİ?

İşçilerin ücretlerinin korunması ile ilgili düzenleme, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 35 inci maddesinde yapılmıştır. Buna göre, “İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır”. İşçi ücretinin haczedilmesinde

EVDE UZAKTAN ÇALIŞAN İŞÇİNİN ÇALIŞMA YERİ İŞ MÜFETTİŞİNCE DENETLENEBİLİR Mİ?

Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir (4857/m.14/4). Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle

Load More Posts