5510 SAYILI SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATINDA SIKÇA SORULAN SORULAR
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar bu kapsamda sigortalı sayılmışlar.
Hizmet akdi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmeyi ifade etmektedir.
Hizmet akdinin varlığından söz edilebilmesi için işçinin işverenin emir ve görüşleri doğrultusunda işverenin gösterdiği yerde belirli ya da belirsiz sürede çalışması ve bunun karşılığında da işverenden ücret alması gerekmektedir.
Herhangi bir spor dalını kendisine meslek edinen ve bundan kazanç sağlayan kişilere profesyonel sporcu denilmektedir. Bu kişiler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı sayılmaktadırlar.
1/10/2008 tarihinden önce ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayıldıklarından, 1/10/2008 tarihinden önce 506 sayılı Kanunun mülga 86 ncı maddesi kapsamında prim ödeyen avukat ve noterlerden gelir vergisi mükellefi olanların sigortalılıkları 1/10/2008 tarihi itibariyle devam ettirilmiştir.
Avukatlardan gelir vergisi mükellefi olmayanların sigortalılıkları ise 1/10/2008 tarihi itibariyle isteğe bağlı sigorta kapsamında devam ettirilmiş olup, isteğe bağlı sigortaya devam etmek istemeyenlerin bulunması halinde alınacak dilekçeye istinaden sigortalılıkları 30/9/2008 tarihi itibari ile sona erdirilmiştir.
29 Nisan 2017 tarihinde yayınlanan 690 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 442 sayılı Köy Kanunu kapsamında bulunan güvenlik korucularına yönelik önemli düzenlemeler yapıldı. Köy korucu olarak görevlendirilenler, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 4/a statüsünde olarak değerlendirildi. Bundan böyle haklarında uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır. Sonuç olarak Kanun kapsamına alınan köy korucuları artık 5510 sayılı Kanun 4/a sigortalısı olarak sigortalılık statüsüne kavuşturuldu.”
Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren sigortalı sayılmışlardır. Bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ise ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaktadır. İŞKUR Kursiyerleri 4/a kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar.
1/10/2008 tarihinden itibaren ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçiler hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaktır. Bu sigortalılar 4/a kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar. Bunların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde isteğe bağlı sigortalı olmalarına imkân sağlanmıştır. Bu kişilerin isteğe bağlı sigortalılıkları 4/b bendi kapsamında değerlendirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında hizmet akdine tabi sigortalı sayılanlar, çalışmaya, mesleki eğitime veya staja başladıkları tarihten en geç bir gün önce Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde yer alan “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” ile işverenleri tarafından Kuruma bildirilirler.
İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacakların sigortalı işe giriş bildirgesinin işverenleri tarafından en geç sigortalıların çalışmaya başladığı gün Kuruma verilmesi gerekmektedir.
Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında işe alınan sigortalıların çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir aylık süre içerisinde kuruma bildirilmeleri gerekmektedir.
Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi veren işyerlerinde, sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde işe alınacakların sigortalı işe giriş bildirgesi en geç işyerinin tescil tarihinden itibaren bir ay içinde verilmesi gerekmektedir.
4/a kapsamında çalışan sigortalılar, çalışmaya başladıklarını, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde, sigortalı bildirim belgesi (EK-9) ile doğrudan veya internet ya da benzeri ortamda Kuruma bildirebilirler.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalıların sigortalılıkları hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren sona ermektedir.
Sigortalılığı bu şekilde sona eren kişiler için işverenlerin işten ayrılış tarihini takip eden on gün içinde Kuruma sigortalı işten ayrılış bildirgesi (EK-10) ile bildirilmeleri gerekmektedir.
a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü madde kapsamındaki sigortalı kadının doğumdan sonra geçen prim ödemeden geçirdikleri süreler
b) Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri
c) 4 (c) bendi kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri (süre sınırı olmaksızın)
d) Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri
e) Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri (en fazla 1 yıl)
f) Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri (4/c hariç- bu sürede prim bildirildiği için)
g) Grev ve lokavtta geçen süreleri
h) Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri
ı) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri
i) Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri (25/2/2011’den sonraki)
J) 1416 sayılı Kanuna uyarınca yurtdışında geçen öğrenim süreleri
k) 5510 md. 46 kapsamında borçlanma; Fakülte veya yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay veya astsubay naspedilenler ile polis memuru veya komiser yardımcısı olarak atananların başarılı öğrenim süreleri.
l) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerden Emniyet Hizmetleri Sınıfında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışacak olanlar ile Emniyet Hizmetleri Sınıfında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların, bahse konu okullarda geçen başarılı eğitim süreleri.
m) Uzman ve usta öğreticilikte geçen süreler
n) 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında tutuklanan veya gözaltına alınanlardan beraat edenlerin tutukluluk ve gözaltında geçen süreleri
Kadın sigortalının doğum borçlanması yapabilmesi için, 5510 sayılı Kanun veya mülga kanunlar kapsamında tescil edilmiş ve adlarına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olması, çocuğun yaşaması, kısmi süreli çalışanlar hariç, borçlanacağı sürede adına prim ödenmemiş olması gerekmektedir.
Sigortalı en fazla üç çocuk için toplam 6 yıla kadar borçlanabilir. İki yıllık süre dolmadan çalışmaya başlamış ise çalışmaya başladığı tarihe kadar olan süre borçlandırılır.
Er veya erbaş olarak silahaltında geçen süreleri,
Yedek subay okulunda geçen süreleri,
Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına okuyanların, istekleri dışında, disiplinsizlik veya başka bir nedenle ayrılmaları halinde, harp okulu veya yüksekokulda geçen süreleri,
Kendi hesabına okuduktan sonra TSK veya Emniyet mensubu olanların, normal öğrenim süreleri askerlik borçlanması kapsamındadır.
1136 sayılı Kanunu gereğince avukatlar, sigortalı olmaksızın ilk altı ay mahkemelerde kalan altı ay da avukat yanında olmak üzere toplam 1 yıllık staj sürelerini gösteren onaylı baro belgesi ve borçlanma talep dilekçesi ile Kuruma başvurmaları halinde bu süreleri borçlanabileceklerdir.
Aylık bağlanmamış olması şartıyla borçlanma tutarının tamamı sigortalının talebi halinde herhangi bir sınırlama olmaksızın iade edilir. Yeniden borçlanmak istemesi halinde yeni talep alınarak borç tutarı hesaplanır.
Mülga 506 sayılı kanuna göre ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar 24/11/1977 tarihinden itibaren sigortalı sayılırken, ev hizmetlerinde ücretsiz ve süreksiz çalışanlar sigortalı sayılmamışlardır.
5510 sayılı Kanuna 6552 sayılı Kanunla eklenen ek 9 uncu madde ile ev hizmetlerinde çalışma için sürekli ve süreksiz çalışma ayrımı kaldırılmıştır. 1/4/2015 tarihinden itibaren 10 günden az ve 10 günden fazla çalışanlar yönünden iki sigortalılık belirlenmiştir.
Ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalışanlar iş kazası ve meslek hastalığı yönünden 4/a kapsamında sigortalı sayılmakta, bu kişilerin primleri, çalıştıran kişi tarafından ödenmektedir.
Ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalışanların işverenlerin ödeyeceği iş kazası ve meslek hastalığı prim tutarı 2018 yılı için 1.35 kuruştur.
Ev hizmetlerinde Ayda 10 günden az çalışan sigortalılar isterlerse takip eden ayın sonuna kadar uzun vade ve genel sağlık sigortası primi ödeyebilecektir.
Ev içerisinde yaşayanlar tarafından yapılabilecek temizlik, ütü, yemek yapma, çamaşır, bulaşık yıkama, alışveriş ve bahçe işleri ile çocuk, yaşlı veya özel bakıma ihtiyacı olan kişilerin bakım işlerinin ev halkı dışındaki bireyler tarafından yapılması ev hizmeti sayılmaktadır.
Çocuk, yaşlı veya özel bakım işinin ev hizmetinde çalışanın evinde ya da hastane, bakımevi vb yerlerde yapılması da ev hizmeti sayılmaktadır.
Aynı evde oturan üçüncü dereceye kadar akraba olanların yaptıkları işler ev hizmeti sayılmamaktadır.
Tüzel kişilerin ev hizmetlerinde çalıştırdıkları kişilere ilişkin ek 9 kapsamındaki sigortalılık talepleri kabul edilmemektedir.
Yabancı uyruklu sigortalılar ev hizmetlerinde 10 günden az çalışamazlar. Bu kişiler 10 günden fazla ve 30 gün süre ile çalışabilirler.
Ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanların “EV HİZMETLERİNDE ON GÜNDEN AZ ÇALIŞTIRILACAKLARA İLİŞKİN FORM” ile Kuruma müracaat edilmesi gerekmektedir. Bu form çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar kuruma verilmek zorundadır.
Ev hizmetlerinde 10 günden az işçi çalıştıran işverenler çalıştırdıkları kişilere ilişkin primleri bankaya TC numaralarını söyleyip «Ek 9 kısa vade» ödeme türünden ödeme yapabilecekleri gibi 5510’a sms göndererek de ödeme yapabilmektedirler.
Primlerin çalışmanın olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gereklidir. Ödenmezse gecikme zammı ve gecikme cezası uygulanmaktadır.
Ev hizmetlerinde ayda 10 gün ve daha fazla sigortalı çalıştıranların “EV HİZMETLERİNDE ON GÜN VE DAHA FAZLA ÇALIŞTIRILACAKLARA İLİŞKİN BİLDİRGE” ile sosyal güvenlik il müdürlüklerine/sosyal güvenlik merkezlerine müracaat etmeleri gerekmektedir. Söz konusu bildirgenin sigortalı ve işveren tarafından imzalanması gerekmektedir.
Tarım ve orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz çalışanlar (ek 5 ) hangi kapsamda sigortalıdırlar?
Tarım ve orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz çalışanlar (ek 5 ) 5510 sayılı kanunun 4 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır.
Tarım işlerinde süreksiz çalışanlardan gerekli şartları taşıyan kişilerin “Tarım İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi” ni sürekli ikametlerinin ya da çalıştıkları yerin bağlı bulunduğu muhtarlık ile İkamet ettikleri veya çalıştıkları il ya da ilçede bulunan tarım müdürlüklerine onaylatmaları gerekmektedir. Daha sonra, sürekli ikametlerinin bağlı olduğu veya çalıştıkları sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine müracaat etmeleri halinde, sigortalılıkları da müracaat ettikleri tarihten itibaren başlatılmaktadır.
Orman köylülerinden sigortalı olmak isteyenlerin “Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi”ni sürekli ikametlerinin bağlı bulunduğu muhtarlık ile sürekli ikametlerinin bulunduğu veya çalıştıkları yerin bağlı olduğu çevre ve orman il müdürlükleri ya da orman bölge müdürlüğü, işletme şeflikleri veya kalkındırma kooperatiflerine onaylatıp sürekli ikametlerinin bağlı olduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine müracaat etmeleri gerekmektedir. bu kişilerin sigortalılıkları müracaat ettikleri tarihten itibaren başlatılmaktadır.
5510 sayılı kanunun 4 üncü maddesine istinaden sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde çalışmaya başladıkları tarihten,
Sigortalılıklarını sona erdirme talebinde bulunanların talep tarihinden,
Prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş son günden ya da prim ödemek istediği ayın sonundan
Gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,
Ölen sigortalının ölüm tarihinden, itibaren sona ermektedir.
Tarım ve orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz çalışanlar 2017 yılı için asgari 490,59 TL, azami 3.679,47 TL prim ödenmektedir.
Ek 5 sigortalıları 5510 sayılı kanunun 4 ‘üncü birinci fıkrasının a bendi kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar (4/a).
Sigortalıya ek 5 kapsamında geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmekte, sürekli iş göremezlik geliri bağlanmakta, İş kazası ve ya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanmakta, Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmekte, İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmektedir.
Bu işçiler işçileri analık ve hastalık sigorta kolları kapsamına alınmamışlardır. Yani bu kişiler iş kazası ve meslek hastalığı halleri haricinde hastalıkları veya doğum nedeni ile istirahat aldıklarında geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanamamaktadırlar.
Sigortalıların iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kollarından sağlanan yardımlardan yararlanabilmeleri için, iş kazasının olduğu tarihten en az 10 gün önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması gerekmektedir.
Ek 5 sigortalılarının iş kazası ve meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri ya da malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.
Ticari taksi, dolmuş ve bunun gibi şehir içi toplu taşıma araçlarında bir veya birden fazla işverenin yanında 10 günden az çalışanlar ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı on günden az olanların kendileri tarafından aylık otuz gün hizmet üzerinden karşılığı primi ödemeleri durumunda bu süreler 4/a kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılanlardan ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı on günden az olanların kendileri tarafından aylık otuz gün hizmet üzerinden karşılığı primi ödemeleri durumunda bu kişiler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında tam süreli çalışmamak ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmamak
-Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerine tabi sigortalı olmamak
-İsteğe bağlı sigortalı olmamak
-506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında sigortalı olmamak
-Kendi sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık almamak
-2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylık bağlanmamış olmak.
Kendi sigortalılıklarından dolayı aylık alan sigortalılar ek 6 ncı madde kapsamında sigortalı olamazlar. Ancak, emekli olan şoförün toplu taşıma aracı sahibi yanında 10 günden az ya da fazla çalışması olup olmadığına bakılmaksızın veya başka bir işyerinde sigortalı olması halinde sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekmektedir.
5510 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamında sigortalı olmak isteyenlerin “Şehir İçi Toplu Taşıma Araçlarında Kısmi Süreli Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi”ni Kuruma verdikleri tarih itibariyle sigortalılıkları başlar.
Yine bu madde kapsamında sigorta hak ve yükümlülükleri; kendilerince veya kendilerini çalıştıranlar tarafından ya da çalışanların üye oldukları meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlarca bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlar.
Kişinin birden fazla toplu taşıma aracı sahibinin yanında çalışması veya yeni bir toplu taşıma aracı sahibiyle çalışmaya başlaması halinde hangi kısmi süreli iş sözleşmesinin kuruma verilmesi gerekir.
6-Ek kapsamındaki sigortalıların ay içerisinde birden fazla toplu taşıma aracı sahibinin yanında çalışması veya yeni bir toplu taşıma aracı sahibiyle çalışmaya başlaması halinde, kişinin her bir araç sahibiyle yapmış olduğu kısmi süreli iş sözleşmeleri Kuruma verecektir.
5510 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamında sigortalı olmak isteyenler “Sanatçı Olarak Kısmi Süreli Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi” ile Kuruma müracaat edeceklerdir.
5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bendi kapsamında uzun vadeli kollarına tabi çalışamaya başlaması
İsteğe bağlı sigortalı olması
Toplu taşıma aracı sahibinin yanında on günden fazla çalışması
Bu kapsamdaki çalışmasının sona ermesi
Çalıştıran kişilerin/işverenlerin talebi halinde sona erdirilir.
Kanunun Ek 6’ ıncı maddesine göre çalışanlar için ay 30 gün, yıl ise 360 gün olarak dikkate alınmaktadır.
506 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (I/D) bendi ile ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar 24/11/1977 tarihinden itibaren sigortalı sayılmışlardır. 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (c) bendi ile aynı uygulama devam ettirilmiş, ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar sigortalı sayılmış olup, ücretsiz ve süreksiz çalışanlar sigortalı sayılmamıştır.
Yaşlılık aylığı bağlanması ve yaşlılık toptan ödemesi yapılmasıdır.
5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları 506 ve 2925 sayılı kanun hükümlerine göre belirlenmektedir. 506 sayılı Kanuna tabi malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına prim ödeyenlerin, bu sigorta kollarından aylığa hak kazanıp kazanmadıklarının tespitinde; belli bir yaşa ulaşma, belli bir süre prim ödeme, belli bir süre sigortalı olma, sigortalı işten ayrılma ve Kurumdan yazılı istekte bulunma koşullarının yerine getirilmesi aranmakta olup, bu koşullardan herhangi birinin eksik olması halinde, sigortalıya aylık bağlanmasına imkan bulunmamaktadır.
01 Ekim 2008 ve sonrasında ilk defa sigortalı olanlar çalışma hayatı boyunca en fazla hizmetinin bulunduğu statüden emekli olacaktır. Bu tarihten önce sigortalı olanlar ise son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla statüden, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu statüden bağlanır.
Sigortalıların aylığa hak kazanma şartlarını yerine getirmeleri halinde aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların yaşlılık aylığı, ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır. Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır. Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90’ı geçemez.
Kurumumuzca bağlanan aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz tarihlerinden geçerli olmak üzere bir önceki altı aylık döneme ait TÜFE oranı kadar artırılır.
İlk defa 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra sigortalı olan ve tarafına 4(a) kapsamında yaşlılık aylığı bağlanan sigortalının 4(a) kapsamında çalışması durumunda tercihine bağlı olarak aylığı kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır ya da aylığı kesilmez ve prime esas kazançları üzerinden sosyal güvenlik destek primi kesilir. Yaşlılık aylığı almaktayken 4 (b) kapsamında sigortalı olanların 1/3/2016 tarihinden itibaren tercihlerine göre aylıkları kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır ya da aylıkları kesilmez ve sigortalı sayılmazlar. 4(c) kapsamında çalışılması durumunda 5335 sayılı Kanun gereği aylığı kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır.
Sosyal güvenlik uygulamalarında;
-Çalışmaya başladığı tarihten önce malul olanlar,
-Engelliliği nedeniyle vergi indiriminden yararlananlar,
-Çalışma gücü kaybı olanlar,
-Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlar,
-Erken yaşlandığı tespit edilenler,
özel olarak korunmakta ve bu sigortalıların daha kolay şartlarda emekli olabilmelerine imkan tanınmaktadır.
Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılacak artışlar uygulanarak yeni aylık başlangıç tarihi itibarıyla bulunan tutarı ile emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylığın toplamından oluşur.
5510 sayılı Kanunun 31 inci maddesine göre yaşlılık toptan ödemesi, 4 (a) ve (b) kapsamında sigortalı olanlardan,
a) Çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan,
b) Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen yaş şartını (kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş) doldurduğu halde malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalılara yapılır.
Toptan ödemeye esas hizmet sürelerinin Kanunun yürürlük tarihinden önce (2008/Ekim (hariç)) olması halinde 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanarak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutar,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten (2008/Ekim (dahil)) sonraki süreler için primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek tespit edilen tutar,
toptan ödeme olarak ödenmektedir.
Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı bağlanır.
Asgari geçim indirimi fiilen çalışan sigortalılarımız için öngörülen bir yardım türü olup, emeklilerin asgari geçim indirimi alması söz konusu değildir.
Hem malullük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı bağlanır.
5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesine göre, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir. Dolayısıyla ağır engelli çocuğu bulunan kadın sigortalılara bu yöndeki bir uygulama ile tabi oldukları emeklilik şartlarından daha erken aylık bağlanması imkanı getirilmiştir.
Sigortalının 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunması halinde yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, çalıştığı işten ayrıldıktan sonra örneği Kurumumuzca hazırlanan tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi ile hizmet akdine tabi olarak son çalışılan il/ilçedeki Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğümüze müracaat edilmesi gerekir.
5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince yaşlılık aylığı almakta iken kamuda çalışmaya başlayanların aylığı kesilmektedir.
Kurumumuzdan gelir/aylık alanlara promosyon ödeme işlemleri bankalar/PTT sorumluluğunda olup, aylık/gelir aldığınız banka/PTT şubesine başvurmanız gerekmektedir.
Bankalar ve PTT, kendi şubeleri aracılığı ile gelir/aylık alan kişilerden 1 aya isabet eden gelir/aylık tutarı;
1.000 TL ye (1.000 TL hariç) kadar olanlara 300,00 TL,
1.000 – 2.000 TL (2.000 TL hariç) arasında olanlara 375,00 TL,
2.000 TL ve daha fazla olanlara 450,00 TL,
promosyon ödemesi yapacaktır.
Promosyon ödemesi 3 yıllıktır.
Bankalar/PTT promosyon ödemesini, kişinin, gelir/aylıklarını 3 (üç) yıl süre ile aralıksız olarak tercih ettiği Bankadan/PTT’den almaya devam etmesi ve düzenlenen Taahhütnameyi imzalaması şartıyla promosyon talebinde bulunanlara yapacak, başka bir şart aranmayacaktır.
Sosyal güvenlik sistemi içerisinde çalışma hayatına girdikten sonra, herhangi bir hastalık veya kaza sonucu çalışma /meslekte kazanma gücünü en az % 60 oranında kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen kişiler malul sayılır.
Maluliyete ilişkin Kurum sağlık kurulunca yapılacak değerlendirmeye esas teşkil eden sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları yetkilidir. Bunlar sırasıyla Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Devlet Üniversite Hastaneleri, Sağlık Bakanlığı Devlet Hastaneleridir. Sigortalıların bu hastanelere sevki malul oldukları iddiasıyla başvuruda bulundukları, bağlı bulundukları sosyal güvenlik merkezleri veya il müdürlüklerince yapılır.
Kurum Sağlık Kurulları, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri inceleyerek ;
Çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını,
Erken yaşlanma halini,
Vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücü kaybını,
Malullük derecelerini belirlemeye yetkili hekimlerden ve/veya diş hekimlerinden oluşan kurullardır.
Sigortalılar, Kurum sağlık kurullarının kararlarına karşı bağlı bulundukları sosyal güvenlik il/merkez müdürlüğünün ilgili servislerine başvurarak itiraz edebilir ve dosyalarının Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca yeniden değerlendirmesini talep edebilirler.
Kurul, gerek görmesi halinde değerlendirdiği dosya sahibini muayene için davet edebilir, buna ilişkin karar dosyanın gönderildiği birime iletilir. Bildirim yazısında Kurulun huzurda muayene tarihi ve kararı, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun toplantı adresi, Kurulda muayeneyi kabul etmemesi veya belirtilen tarihte anılan Kurulda bulunmaması halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda değerlendirme yapılamayacağı hususları belirtilir. Kurulda muayenesine karar verilmekle birlikte, tıbbi olarak gelemeyecek durumda olanlar hakkında, karar veren kurum sağlık kurulunun bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğünce görevlendirilen bir hekim tarafından yerinde muayene edilerek durum tespit tutanağı düzenlenir, imza altına alınır ve Kurula gönderilir.
5510 sayılı Kanunun malullük aylığının kesilmesine ilişkin 27 nci maddesinde, sigortalının bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlamaları hallerinde malullük aylığının kesileceği öngörülmüştür.
5510 sayılı Kanunun 27 nci maddesi gereği aylığı kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır.
Kurum Sağlık Kurulu tarafından verilmiş olan vazife malullüğü ve adi malullük kararlarına karşı Yüksek Sağlık Kuruluna itirazda bulunabilirler.
4(a) ve 4(b)’de maluliyet sigortasından aylık bağlanma şartları açısından bir farklılık bulunmamaktadır. 4(c)’li sigortalılar için vazife malullüğü hükümleri uygulanır.
Sigortalıların çalışma gücü kayıp oranları Kurum sağlık kurulu tarafından Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edilir. Sigortalıların maluliyet tespitlerinde yönetmelik ekinde yer alan hastalık listesi dikkate alınır. Sigortalının sağlık kurulu raporlarında birden fazla hastalık mevcut ise çalışma gücü kaybı oranının değerlendirilmesinde en ağır sekel (kalıcı) bulgu dikkate alınır. Ancak birden fazla hastalığın bir arada olduğu ve tedaviye rağmen çalışma olanağı vermediğine Kurum sağlık kurulunca karar verilenler de malul sayılır.
Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün %60’ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya özürleri sebebiyle malullük aylığından yararlanamaz. Bu sigortalılar, 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığına hak kazanırlar.
Sosyal güvenlik il müdürlükleri ve merkezlerine müracaat ederler.
Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması, gerekmektedir.
Kişiye malullük aylığı bağlanabilmesi için maluliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılması gerekir.
4(b)’li sigortalıya maluliyet aylığı bağlanabilmesi için işyerini kapatması veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması gerekir.
4(b)’li sigortalılarının kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.
Maluliyet aylığı kısmi aylık değildir. Malullük aylığı; 4/b sigortalıları için prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olan sigortalılar için 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 4/a sigortalıları için prim ödeme gün sayısı 7200 günden az olan sigortalılar için 7200 gün üzerinden, 7200 gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 5510 sayılı kanunun 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanır.
5510 sayılı kanunun 27. Maddesine göre malullük aylığı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış olanların; Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini, Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların ise, malûliyetleri sebebiyle görevlerinden ayrıldıkları tarihi, takip eden aybaşından itibaren başlar.
4 (b) kapsamında 01/10/2008 sonrası sigortalı olanların malullük aylığı 4 (a) kapsamında çalışması halinde 5510 sayılı Kanunun 27 nci maddesi gereği kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır
Kontrol muayenesi;
Kurum sağlık kurullarınca ihtiyaç duyulması,
Kurum sağlık kurullarınca verilen kararlara sigortalı ve hak sahiplerince itiraz edilmesi,
Sigortalılar dışında bu kararlara yapılan itiraz, ihbar ve şikâyetler,
Kurumca yürütülen denetim ve soruşma hallerinde yaptırılabilir. Sigortalıların kontrol muayenelerini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihlerde yaptırmamaları halinde malullük aylıkları kesilir.
2008 Ekim tarihinden önce ve sonra sigortalı olanlar için: 4 (a)’ dan malulen emekli olan sigortalı 4(a)’lı olarak işe girmesi halinde, malullük aylığı kesilir. 5510 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi gereği hakkında tüm sigorta kolları uygulanır.
2008 Ekim tarihinden önce sigortalı olanlar için; 4 (a)’ dan malulen emekli olan sigortalıya 4(b)’li olarak işe girmesi halinde, malullük aylığı ödenmeye devam edilir. Malullük aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilir. 2008 Ekim tarihinden sonrası için ise 5510 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi gereği alığı kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır.
Vefat etmiş olan kişinin hizmetinin 10 yıldan fazla olması halinde hizmet akdi ile 4/a’ya tabi çalışan kız yetimlere, Emekli Sandığı Kanununa göre aylık bağlanabilir. Erkek yetimlere ise malul ve muhtaç olmaları halinde aylık bağlanır. Vefat etmiş olan kişinin hizmetinin 5 ila 10 yıl arasında olması halinde 4/a’ya tabi çalışan kız ve erkek yetimlere aylık bağlanamaz.
Hak sahibi erkek çocuk, yükseköğrenime devam ettiği sürece 25 yaşına kadar aylık alabilmektedir. 2. bir üniversite okuması veya yüksek lisans, doktora yapması fark etmez.
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi gereği ölüm aylığı bağlanan eşin aylığı ancak, evlenmesi halinde kesilir. Çalışması halinde kesilmez.
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi gereği ölüm aylığı bağlanan eşin aylığı ancak, evlenmesi halinde kesilir. Çalışması halinde kesilmez.
Ana ve babaya aylık bağlanabilmesi için; diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla kendi çalışmanızdan dolayı emekli aylığı alıyor olmanız nedeniyle çocuğunuz üzerinden aylık bağlanmaz.
Ana ve babaya aylık bağlanabilmesi için; diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla kendi çalışmanızdan dolayı emekli aylığı alıyor olmanız nedeniyle çocuğunuz üzerinden aylık bağlanmaz.
Ana ve babaya aylık bağlanabilmesi için; diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla kendi çalışmanızdan dolayı emekli aylığı alıyor olmanız nedeniyle çocuğunuz üzerinden aylık bağlanmaz.
4/a’dan (SSK) olan anne ve 4/a’dan (SSK) olan babadan ayrı ayrı ölüm aylığına hak kazanılması durumunda (506 sayılı Kanunun 92 nci maddesi gereğince) yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı ödenir.
4/b’li (Bağ-kur) olan anne ve 4/b’li (Bağ-Kur) olan babadan ayrı ayrı ölüm aylığına hak kazanılması durumunda; hak sahibi 18 yaşına kadar her iki aylığı alabilir. 18 yaşından sonra ise hak sahibine yalnızca yüksek olan aylık ödenir.
Emekli Sandığı iştirakçisi babadan (anneden) ve 4/a (SSK) sigortalısı anneden (babadan) ayrı ayrı ölüm aylığına hak kazanılması durumunda her iki aylık tamdan ödenir.
Emekli Sandığı iştirakçisi babadan (anneden) ve 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı anneden (babadan) ayrı ayrı ölüm aylığına hak kazanılması durumunda her iki aylık tamdan ödenir.
Ölen sigortalının çocuklarına yetim aylığı bağlanabilmesi için 5510 sayılı Kanun veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmamaları veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması gerekmektedir. 4/a’dan (SSK) yetim aylığı almakta iken 4/a’dan (SSK) emekli olan kişinin yetim aylığı kesilir.
4/b’den (Bağ-Kur) yetim aylığı almakta iken 4/a’dan (SSK) emekli olan kişinin yetim aylığı kesilir.
5434 sayılı Kanuna göre yetim aylığı almakta iken 4/a’dan (SSK) emekli aylığı alan hak sahibinin yetim aylığı kesilmez.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
Ölen sigortalının çocuklarına yetim aylığı bağlanabilmesi için Kanun veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmamaları veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması gerekmektedir. 4/a’dan (SSK) yetim aylığı almakta iken Emekli Sandığı’ndan emekli olan kişinin yetim aylığı kesilir.
4/b’den (Bağ-Kur) yetim aylığı almakta iken Emekli Sandığından emekli olan kişinin yetim aylığı kesilir.
5510 sayılı Kanunun 54 üncü maddesine göre, ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, her iki aylığın ödemesi yapılır. Ancak, yüksek olan aylık tamdan, düşük olan aylık yarımdan ödenir.
Ölen sigortalıların aylık bağlama statüleri farklı olduğundan her iki aylık da tamdan ödenir.
Ölen sigortalıların aylık bağlama statüleri farklı olduğundan her iki aylık da tamdan ödenir.
Ölen sigortalıların aylık bağlama statüleri aynı olduğundan 54 üncü madde hükümlerine göre değerlendirme yapılarak yüksek olanı tamdan, az olanı yarımdan ödenir.
Ölen sigortalıların aylık bağlama statüleri farklı olduğundan her iki aylık da tamdan ödenir.
Ana ve babaya aylık bağlanabilmesi için; diğer çocuklardan hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla kendi çalışmanızdan dolayı emekli aylığı alıyor olmanız nedeniyle çocuğunuz üzerinden aylık bağlanmaz.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi gereği ölüm aylığı bağlanan eşin aylığı ancak, evlenmesi halinde kesilir. Çalışması halinde kesilmez.
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi gereği ölüm aylığı bağlanan eşin aylığı ancak, evlenmesi halinde kesilir. Çalışması halinde kesilmez.
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi gereği ölüm aylığı bağlanan eşin aylığı ancak, evlenmesi halinde kesilir. Çalışması halinde kesilmez.
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi gereği ölüm aylığı bağlanan eşin aylığı ancak, evlenmesi halinde kesilir. Çalışması halinde kesilmez.
5510 sayılı Kanunun 54 üncü maddesine göre değerlendirme yapılarak, her iki aylığı da tamdan ödenir.
2008 öncesi 4/a’dan (SSK) ölüm aylığı alan eş, 2008 sonrası Emekli Sandığından yaşlılık aylığı alırsa eşinden aldığı ölüm aylığı ödenmeye devam edilir.
2008 öncesi 4/a’dan (SSK) ölüm aylığı alan eş, 2008 sonrası 4/b’den (Bağ-Kur) yaşlılık aylığı alırsa eşinden aldığı ölüm aylığı ödenmeye devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre her iki aylığın ödenmesine devam edilir.
Malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malullüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde gelirin tamamı, aylığın yarısı bağlanır.
Malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malullüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde gelirin tamamı, aylığın yarısı bağlanacaktır.
Malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malullüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde gelirin tamamı, aylığın yarısı bağlanacaktır.
Yaşlılık aylığı bağlanması ve yaşlılık toptan ödemesi yapılmasıdır.
5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları 506 ve 2925 sayılı kanun hükümlerine göre belirlenmektedir. 506 sayılı Kanuna tabi malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına prim ödeyenlerin, bu sigorta kollarından aylığa hak kazanıp kazanmadıklarının tespitinde; belli bir yaşa ulaşma, belli bir süre prim ödeme, belli bir süre sigortalı olma, sigortalı işten ayrılma ve Kurumdan yazılı istekte bulunma koşullarının yerine getirilmesi aranmakta olup, bu koşullardan herhangi birinin eksik olması halinde, sigortalıya aylık bağlanmasına imkan bulunmamaktadır.
01 Ekim 2008 ve sonrasında ilk defa sigortalı olanlar çalışma hayatı boyunca en fazla hizmetinin bulunduğu statüden emekli olacaktır. Bu tarihten önce sigortalı olanlar ise son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla statüden, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu statüden bağlanır.
Sigortalıların aylığa hak kazanma şartlarını yerine getirmeleri halinde aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların yaşlılık aylığı, ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır. Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır. Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90’ı geçemez.
Kurumumuzca bağlanan aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz tarihlerinden geçerli olmak üzere bir önceki altı aylık döneme ait TÜFE oranı kadar artırılır.
İlk defa 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra sigortalı olan ve tarafına 4(a) kapsamında yaşlılık aylığı bağlanan sigortalının 4(a) kapsamında çalışması durumunda tercihine bağlı olarak aylığı kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır ya da aylığı kesilmez ve prime esas kazançları üzerinden sosyal güvenlik destek primi kesilir. Yaşlılık aylığı almaktayken 4 (b) kapsamında sigortalı olanların 1/3/2016 tarihinden itibaren tercihlerine göre aylıkları kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır ya da aylıkları kesilmez ve sigortalı sayılmazlar. 4(c) kapsamında çalışılması durumunda 5335 sayılı Kanun gereği aylığı kesilir ve hakkında tüm sigorta kolları uygulanır.
Sosyal güvenlik uygulamalarında;
-Çalışmaya başladığı tarihten önce malul olanlar,
-Engelliliği nedeniyle vergi indiriminden yararlananlar,
-Çalışma gücü kaybı olanlar,
-Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlar,
-Erken yaşlandığı tespit edilenler,
özel olarak korunmakta ve bu sigortalıların daha kolay şartlarda emekli olabilmelerine imkan tanınmaktadır.
Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılacak artışlar uygulanarak yeni aylık başlangıç tarihi itibarıyla bulunan tutarı ile emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylığın toplamından oluşur.
5510 sayılı Kanunun 31 inci maddesine göre yaşlılık toptan ödemesi, 4 (a) ve (b) kapsamında sigortalı olanlardan,
a) Çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan,
b) Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen yaş şartını (kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş) doldurduğu halde malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalılara yapılır.
Toptan ödemeye esas hizmet sürelerinin Kanunun yürürlük tarihinden önce (2008/Ekim (hariç)) olması halinde 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanarak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutar,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten (2008/Ekim (dahil)) sonraki süreler için primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek tespit edilen tutar,
toptan ödeme olarak ödenmektedir.
Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı bağlanır.
Hem malullük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı bağlanır.
Sigortalının 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunması halinde yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, çalıştığı işten ayrıldıktan sonra örneği Kurumumuzca hazırlanan tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi ile hizmet akdine tabi olarak son çalışılan il/ilçedeki Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğümüze müracaat edilmesi gerekir.
5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince yaşlılık aylığı almakta iken kamuda çalışmaya başlayanların aylığı kesilmektedir.
Kurumumuzdan gelir/aylık alanlara promosyon ödeme işlemleri bankalar/PTT sorumluluğunda olup, aylık/gelir aldığınız banka/PTT şubesine başvurmanız gerekmektedir.
Bankalar ve PTT, kendi şubeleri aracılığı ile gelir/aylık alan kişilerden 1 aya isabet eden gelir/aylık tutarı;
1.000 TL ye (1.000 TL hariç) kadar olanlara 300,00 TL,
1.000 – 2.000 TL (2.000 TL hariç) arasında olanlara 375,00 TL,
2.000 TL ve daha fazla olanlara 450,00 TL,
promosyon ödemesi yapacaktır.
Promosyon ödemesi 3 yıllıktır.
Bankalar/PTT promosyon ödemesini, kişinin, gelir/aylıklarını 3 (üç) yıl süre ile aralıksız olarak tercih ettiği Bankadan/PTT’den almaya devam etmesi ve düzenlenen Taahhütnameyi imzalaması şartıyla promosyon talebinde bulunanlara yapacak, başka bir şart aranmayacaktır.
Bakmakla yükümlü olunan kişilerin vefat etmesi halinde ölüm yardımı ödemesi yapılamamaktadır.
Vefat eden kişinin eşi, çocukları, anne, babası ve kardeşlerinin hayatta bulunmaması şartı ile ve cenazenin sizin tarafınızdan kaldırıldığına dair muhtarlıktan alacağınız belge ve harcamalara ilişkin faturaların aslı ile birlikte Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığına müracaat etmeniz gerekmektedir.
Dul ve yetim aylığı alan kişilerin vefatı halinde ölüm yardımı ödenmez.
Kurumumuzdan sürekli iş göremezlik geliri, malullük ve yaşlılık aylığı alırken vefat eden sigortalıların hak sahiplerine cenaze ödeneği ödenmektedir.
Kurumumuzdan sürekli iş göremezlik geliri, malullük ve yaşlılık aylığı alırken vefat eden sigortalıların hak sahiplerine cenaze ödeneği ödenmektedir.
4/1-(a) (SSK) 4/1-(b) (Bağ-Kur) kapsamındaki sigortalılar için 2018 yılı cenaze ödeneği miktarı 595,00 TL’dir.
- Hizmet akdi ile çalışanlar (4/a)
- Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile köy ve mahalle muhtarları (4/b)
- Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinde çalışanlar
- Aday çırak, çırak ve stajyerler,
- Harp Malulleri ile Vazife Malullüğü aylığı bağlanmış malullerden Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar
- Türkiye İş Kurumu kursiyerleri
- Sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri
- İntörn öğrenciler
- Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalılar
- Ek 9 uncu maddede belirtilen şartlarda ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar
Kanunun Ek 6 ncı maddesi kapsamında belirtilen bu kişiler hakkında kısa vadeli sigorta hükümleri uygulanmaz.
Kazayı geçiren kişinin sigortalı olması,
Kaza sonucu bedence veya ruhça özre uğraması,
Kaza ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması,
şartlarının bir arada bulunması ile birlikte, olayın Kanunun 13 üncü maddesinde sayılan hallerden birinde meydana gelmesi gerekmektedir.
Kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da kazadan sonraki üç işgünü içinde bildirmesi gerekir.
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine/Sosyal Güvenlik Merkezlerine ve kazanın öğrenildiği tarihten itibaren 3 işgünü içerisinde bildirilmesi gerekmektedir.
Kazanın meydana geldiği tarihten itibaren bir aylık süreyi geçmemek şartıyla, bildirim yapmaya engel halin ortadan kalktığı günü takip eden günden başlanarak kendisi tarafından üç işgünü içerisinde Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.
İş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları, sigortalılıklarının sona ermemiş olması ve prim ve prime ilişkin herhangi bir borcunun bulunmaması şartıyla iş kazası sigortasından yararlandırılırlar.
Meydana gelen iş kazasının işveren tarafından Kuruma e-Bildirim programı üzerinden bildirilmesi gerekmektedir. Elektronik İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formuna https://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/gooKullaniciLogin.do linkinden ulaşılabilecektir.
Ancak, bilgi işlem altyapısında meydana gelen arızalar ya da elektronik erişimin sağlanamaması, e-Bildirge şifresi alınamaması gibi nedenlerle, bildirimin elektronik ortamda yapılamaması durumunda, işverenlerce veya sigortalılarca kâğıt ortamında İş Kazası Meslek Hastalığı Bildirim Formu veya aynı bilgileri taşıyan dilekçe ile yasal süresinde Kuruma yapılması halinde bildirim geçerli sayılacaktır.
İş kazasının, işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir. Ayrıca 6331 sayılı Kanunun 26 ncı maddesine göre söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlere işyerinde çalışan sigortalı sayısına ve işyerinin tehlike sınıfına göre farklılaştırılmış idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür.
Olayın iş kazası olarak tespit edilmesi halinde işveren tarafından iş kazası bildiriminin süresi içinde yapılmasa dahi istirahat raporuna istinaden sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.
Bildirim tarihine kadar geçen süre için geçici iş göremezlik ödeneği kendilerine ödenmeyecek, sadece bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir. Ancak bildirim tarihinden önceki süreler için ödenen ödenekler varsa sigortalıdan Kanunun 96 ncı maddesi hükmü gereği tahsil edilecektir.
6331 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde;
– İşveren, iş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü,
– Sağlık hizmet sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını en geç on gün içinde Kurumumuza bildirmekle yükümlü kılınmış, anılan Kanunun 26 ncı maddesinde söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere idari para cezası uygulanacağı öngörülmüş, uygulanacak idari para cezası miktarı da işyerinde çalışan sigortalı sayısına ve işyerinin tehlike sınıfına göre farklılaştırılmıştır.
Bildirimi süresinde yerine getirmeyen işverenlere, 2018 yılı için 3.092 TL ile 9.276 TL arasında değişen tutarlarda,
Sağlık hizmet sunucularına ise 3.092 TL tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Söz konusu idari para cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.
Geçirilen kazanın Kurumumuzca iş kazası kabul edilmesi halinde, sigortalının istirahatli kaldığı günler için Kurumumuzdan geçici iş göremezlik ödeneği alması mümkün bulunmaktadır.
İş kazası veya meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca kusuru oranında işverene ödettirilir.
Sigortalılara iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremedikleri sürece prim ödeme gün sayısı şartı aranmaksızın ilk günden itibaren her gün için geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Ancak tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalıştırılan sigortalıların, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kollarından sağlanan yardımlardan yararlanabilmeleri için; iş kazasının olduğu tarihten itibaren en az 10 gün önce tescil edilmiş olmaları, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması gerekmektedir. Bu kapsamdaki sigortalıya, tescil edildiği tarihten itibaren sonraki 10 gün içinde (onuncu gün dahil) iş kazası geçirmesi halinde geçici iş göremezlik ödeneği verilmeyecektir.
İş kazası veya meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar şunlardır:
a) Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.
Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Meslek hastalığına yakalandığı Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalılarımıza sosyal güvence sağlayan sigorta türüdür. Bu kapsamda sigortalılarımıza sağlanan haklar; geçici iş göremezlik ödeneği ve sürekli iş göremezlik geliridir.
Bir hastalık veya engellilik halinin meslek hastalığı sayılabilmesi için;
–Sigortalı olunması,
-Hastalık veya engellilik halin yürütülen işin sonucu olarak ortaya çıkması,
-Sigortalının hastalanması ya da bedence veya ruhça engelli bir hale gelmesi,
-Hastalığın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri
Yönetmeliğinde yer alması ve Yönetmelikte belirtilen süre içinde meydana çıkması,
-Meslek hastalığının Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilmesi,
unsurlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğu;
- a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve bu raporun dayanağı diğer tıbbi belgelerin,
- b) Kurum tarafından gerekli görülmesi hallerinde işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin,
Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesiyle tespit edilir.
Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalıklar bu kapsamda değerlendirilir.
Örneğin; kömür madenlerinde çalışan sigortalıların tutuldukları “Pnömokonyoz” ve “Antrekozis”, mermer ocakları veya kot taşlama işyerlerinde çalışanların tutuldukları “Silikozis”, tütün işletmelerinde çalışan sigortalıların yakalandıkları “Tabakozis” gibi
hastalıklar, işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple meydana gelen tipik meslek
hastalıklarından olduğu gibi, sıtma ile mücadele işlerinde çalışan sigortalıların bataklıkların
kurutulması işinde çalıştıkları sırada yakalandıkları “Sıtma” hastalığı veya hayvanlarla ilgili
işlerde çalışanların yakalandıkları “Şarbon” hastalığı, vb. hastalıklar da, işin yürütüm şartları
yüzünden meydana gelen, meslek hastalıklarından sayılmaktadır.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 inci maddesinin (a), (b), (c) (e) ve (g) bentlerinde sayılan sigortalılar, Ek 9 uncu maddesinde belirtilen şartlarda ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve 2547 sayılı Kanun kapsamında görev yapan intörn öğrencilerin meslek hastalığına yakalanmaları halinde, işverenleri tarafından bu durumun
öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içerisinde sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezlerine elektronik ortamda e-Bildirim programından bildirim yapılacaktır.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların meslek hastalığına yakalanması halinde ise, ünitelerce meslek hastalığına tutulduklarının kendilerine bildirilmesi ve İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu ile meslek hastalığı bildiriminde bulunması için yazılı tebligat gönderilecek, bu tebligatın sigortalıya tebliğ edildiği tarih itibariyle üç iş günü içinde kendilerince sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezlerine bildirim yapılacaktır.
Prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.
Söz konusu bildirim, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılar için işverenlerince, (b) bendi kapsamındaki sigortalılar için ise kendilerince e-Bildirim programı işveren sicil numarası ve e-Bildirge şifresi olmayan 4-1/(b) sigortalıları, Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen sigortalılardan E-Bildirim sistemini kullanamayan işverenleri ile Ek-5 ve Ek-9 uncu maddesine tabi çalışan sigortalılar tarafından kâğıt ortamında doğrudan ya da posta yoluyla da ilgili üniteye veya Kuruma gönderilebilecektir.
Bilgi işlem altyapısında çeşitli nedenlerle meydana gelen arızalar ya da elektronik erişimin sağlanamaması nedeniyle söz konusu bildirimin elektronik ortamda yapılamaması durumunda işverenlerce kâğıt ortamında Genelge ekinde yer alan (Ek-7) formu ya da aynı bilgileri taşıyan dilekçe ile ve yasal sürede Kuruma yapılması halinde bildirim geçerli sayılacaktır.
Dilekçe ile yapılan bildirimde sigortalının T.C. kimlik ve sigorta sicil numarası, adı ve soyadı, doğum tarihi, işyerinde yaptığı iş, işyerinde çalışmaya başladığı tarih, meslek hastalığının vuku bulduğu yer, çalışılan zaman aralığı, gösterilen tanıkların ad ve soyadları, işyerinin adresi, işverenin adı, soyadı, unvanı, ikametgâh adres bilgileri, şirket merkezi bilgileri ile imzalarının da bulunması gerekmektedir.
5510 sayılı Kanunun 14(4) maddesi uyarınca, 4/1(a) ve 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalısının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işverenin bu durumu, öğrendiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirmesi zorunludur.
İşveren tarafından meslek hastalığı bildiriminin süresi içinde yapılmaması durumunda işçi hak kaybına uğramaz, hak etmiş olduğu geçici iş göremezlik ödeneklerini de alır. Ancak bildirim yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.
Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren 4/1(b) kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.
6331 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca işveren, sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde. Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmekle yükümlüdür.
Sağlık hizmeti sunucuları da kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmekle yükümlüdür.
Anılan Kanunun 26 ncı maddesinde söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere idari para cezası uygulanacağı öngörülmüş, uygulanacak idari para cezası miktarı da işverenler açısından işyerinde çalışan sigortalı sayısına ve işyerinin tehlike sınıfına göre farklılaştırılmıştır.
Bildirimi süresinde yerine getirmeyen işverenlere, 2018 yılı için 3.092 TL ile 9.276 TL arasında değişen tutarlarda,
Sağlık hizmet sunucularına ise 3.092 TL tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Söz konusu idari para cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.
Kanunun 15 inci maddesinde hastalık hali, sigortalının iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar olarak tanımlanmaktadır.
4/a sigortalılık statüsüne tabii sigortalılar
> Aday çırak, çırak ve stajyerler,
> Sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri
> İntörn öğrenciler
> Ev hizmetlerinde çalışanlardan ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar
hastalık sigortasının kapsamında bulunmaktadır.
4/b sigortalılık statüsüne tabi sigortalılara 5510 sayılı Kanuna göre hastalık sigorta kolundan geçici iş göremezlik ödeneği verilmemektedir.
Söz konusu sigortalılara hastalık sigortası hükümleri uygulanmaz.
Bu sigorta kolundan hastalık haline bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezliğin üçüncü
gününden başlamak üzere her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir.
Geçici iş göremezlik ödeneği ödenebilmesi için;
a-İstirahatin başladığı tarihte sigortalılık niteliğinin sona ermemesi,
b-İstirahatin başladığı tarihten önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi
bildirilmiş olması,
c-Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilen hekimler veya sağlık kurullarından istirahat raporu
alınmış olması gerekmektedir.
Hastalık sigortasında geçici iş göremezlik ödeneği istirahatin üçüncü gününden başlar.
Geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı
tarihten önceki on iki aydaki son üç ay içinde 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle
hesaplanacaktır. On iki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalı, çalışmaya
başladığı ay içinde iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa verilecek
ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas
günlük kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulacaktır.
Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak sigortalının günlük kazancının yarısıdır.
Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak sigortalının günlük kazancının üçte ikisidir.
Geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi konusunda sorun yaşayan sigortalılarımız işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik merkezinin kısa vadeli servisine başvurması gerekmektedir.
E-ödenek sistemi üzerinden işlemler tamamlandıktan sonra varsa sigortalının hesap numarasına yoksa T.C. kimlik numarasına protokol imzalanmış bankaya söz konusu ödenek gönderilmekte ve ödemesi yapılmaktadır.
Sigortalının aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri;
a) Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
b) Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
c) Kasdî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, yarısı tutarında ödenir.
d) Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.
Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.
Sigortalı kadının, sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının, gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin; gebeliğin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık hali ile ilgili rahatsızlık ve engellilik halleridir.
- 4/a sigortalılık statüsüne tabii sigortalılar
- 4/b sigortalılık statüsüne tabii sigortalılar
- Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinde çalışan hükümlü ve tutuklular
- Sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri
- Ev hizmetlerinde çalışanlardan ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar
Analık sigortasından sağlanan haklar; geçici iş göremezlik ödeneği ile emzirme ödeneğidir.
Doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
-İstirahatli olduğu süre içinde iş yerinde çalışmamış olması, (Sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma 3 hafta kalıncaya kadar çalışma durumu hariç)
-İstirahatin başladığı tarihte sigortalılık niteliğinin yitirilmemiş olması,
-Doğum olayının canlı veya ölü olarak gerçekleşmiş olması,
-Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanların analıkları halinde, ayrıca geçici iş göremezlik ödeneği genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması, gerekmektedir.
Analık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği yardımından anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları yararlanamamaktadır.
Geçici iş göremezlik ödeneği doğumdan önceki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ilk on haftalık; doğumdan sonraki sürede ise ilk sekiz haftalık çalışmadığı her gün için ödenir.
Analık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi için aranan şartlar arasında talep dilekçesi verilmesi şartı bulunmamaktadır. Bu nedenle analık sigortası nedeniyle sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenerek kurum kayıtlarına intikal eden raporların sigortalının başvurusu ve talep dilekçesi aranmaksızın süratle ödenmesi gerekmektedir.
E-ödenek sistemi üzerinden işlemler tamamlandıktan sonra varsa sigortalının hesap numarasına yoksa T.C. kimlik numarasına protokol imzalanmış bankaya söz konusu ödenek gönderilmekte ve ödemesi yapılmaktadır.
Emzirme ödeneği her bir çocuk için doğum anında yaşaması şartıyla (canlı doğum) doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenerek Bakanlık Makamınca onaylanan tarife üzerinden verilen nakdi yardımdır.
Emzirme ödeneği verilebilmesi için, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa
vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
b) (b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması,
gerekmektedir.
Ayrıca emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan Kanunun 9 uncu maddesine göre sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere üç yüz gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya eşi analık sigortası haklarından yararlanacak sigortalı erkeğe, doğum tarihinden önceki on beş ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneği verilebilecektir.
Emzirme ödeneği, doğum yapması halinde sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması halinde sigortalı erkeğe verilir. Ayrıca hizmet akdine tabi ya da kendi adına ve hesabına yaptıkları çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine emzirme ödeneği ödenir.
Emzirme ödeneği her bir çocuk için doğum anında yaşaması şartıyla (canlı doğum) doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenerek Bakanlık Makamınca onaylanan tarife üzerinden verilir. 2018 yılı için bu rakam 149 TL olarak belirlenmiştir.
15/05/2015 tarihinden itibaren Türk vatandaşlarına, canlı doğan birinci çocuğu için 300 TL, ikinci çocuğu için 400 TL, üçüncü ve sonraki çocukları için 600 TL doğum yardımı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
6637 sayılı Kanuna göre doğum yardımı yapılması, 5510 sayılı Kanuna göre emzirme ödeneği verilmesine engel teşkil etmemektedir.
Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişiler 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde tanımlanmıştır.
Bu tanıma göre; genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;
- Eşi,
- 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış çocukları,
- Yaşına bakılmaksızın malul olduğu tespit edilen çocukları,
- Geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını
bakmakla yükümlü olunan kişi sayılmaktadır.
Hayır. 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (stajyerle ve çıraklar) ile 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) (yeşilkart), (2) (vatansız sığınmacı) ve (7) (SHÇEK kapsamındakiler) numaralı alt bentleri ile yedinci (yabancı uyruklu öğrenci), sekizinci (stajyer avukat) ve onikinci (er-erbaşlar) fıkraları ile ek 13 üncü madde (Türk soylu ve çalışma izni muafiyeti olanlar) kapsamındakilerin bakmakla yükümlü olduğu kimseleri bulunmamakta sadece kendileri sağlık hizmetlerinden yararlandırılmaktadır.
Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık aktivasyon işlemleri herhangi bir sosyal güvenlik il müdürlüğü veya sosyal güvenlik merkezinden yapılabilmektedir.
18 yaşın altındaki çocukların aktivasyon işlemi Kurumumuzca elektronik ortamda otomatik olarak yapılmaktadır.
Evlenme, doğum ve ölüm olayları nüfus sisteminden aktivasyon sistemine elektronik ortamda otomatik aktarılmakta olup eşler ile yeni doğan çocukların aktivasyon işlemleri başvuruya gerek kalmaksızın otomatik yapılmaktadır.
Anne veya babası ayrılmış çocukların sağlık aktivasyonları, velayeti bulunan anne ya da baba üzerinden yapılır. Ancak, velayeti bulunan anne ya da babanın genel sağlık sigortalığının bulunmaması veya yazılı olarak talep etmeleri halinde velayeti bulunmayan anne ya da babanın üzerinden de aktivasyonları yapılabilmektedir.
Sağlık aktivasyon işlemleri için gerekli olan öğrenci bilgileri Milli Eğitim Bakanlığı veya Yükseköğretim Kurumu kayıtlarından elektronik ortamda alınmakta olup herhangi bir başvuruya gerek duyulmamaktadır. Ancak öğrencilik bilgileri elektronik ortamda tespit edilemeyenlerin öğrenci belgesi ile birlikte herhangi bir sosyal güvenlik merkezine başvurmaları gerekmektedir.
Geçimi genel sağlık sigortalısı tarafından sağlanan ve yapılacak gelir testi sonucunda aile içinde fert başına düşen gelir miktarı asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen anne ve baba çocuğu üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmeti alabilir.
Malul çocuklar, sağlık hizmeti sunucularından alacakları maluliyete esas sağlık kurulu raporlarına istinaden maluliyetinin SGK sağlık kurullarınca %60 ve üzerinde olduğu tespit edilmesi halinde anne/babasının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılırlar.
Üvey çocukların bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmeti alma imkânı bulunmamaktadır.
Sigortalı olan kişi mahkeme kararı ile evlat edindiği çocuğunu kendisi üzerinden bakmakla yükümlüsü olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırabilir. Ancak evlat edinen kişi evlat edindiği çocuk üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanamaz.
Yurt dışında öğrenim görenler de Türkiye’ de öğrenim görenler gibi anne/babalarının bakmakla yükümlüsü olabilmektedirler. Bunun için öğrenci belgenizin onaylı Türkçe tercümesi ve eğitim gördüğünüz okulun Türkiye’deki lise, ön lisans, lisans veya yüksek lisans seviyesinde olduğunu gösteren, YÖK veya Millî Eğitim Bakanlığı, Eğitim Ataşeliği veya Ülkemizin Dış temsilciliklerinden alınacak belge ile herhangi bir sosyal güvenlik merkezine başvurmanız gerekmektedir.
Lise veya dengi öğrenimden mezun olanlar 20 yaşını, yükseköğrenimden mezun olanlar ise 25 yaşını geçmemek şartıyla mezun oldukları tarihi izleyen günden itibaren iki yıl süreyle bakmakla yükümlü olunan veya hak sahibi kişi sayılmak suretiyle sağlık hizmetinden faydalandırılmaktadır.
Sağlık hizmeti sunucusuna başvurulan tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayınızın olması halinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
Sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğunuz tarihte 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borcunuzun bulunmaması gerekmektedir.
İsteğe bağlı sigortalıyım. Ne kadar prim borcum olursa sağlık hizmetlerinden yararlanmam durdurulur?
Sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğunuz tarihte hiç prim ve prime ilişkin borcunuzun bulunmaması gerekmektedir.
4/a (SSK), 4/b (Bağkur) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında zorunlu sigortalı olan kişiler, zorunlu sigortalıklarının sona erdiği tarihten itibaren on gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanırlar. Bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa 10 güne ilave olarak 90 gün, toplamda 100 gün daha bakmakla yükümlü oldukları kişiler ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlandırılırlar.
01.10.2008 den önce devlet memuru olanlar ücretsiz izinli oldukları sürece, 01.10.2008 den sonra devlet memuru olanlar ise ücretsiz izne ayrıldıkları tarihten itibaren bir yıl süreyle kendi kapsamları üzerinden sağlık hizmeti almaya devam ederler. Bir yıllık sürenin bitiminden itibaren ise eşleri üzerinden sağlık hizmeti alabilirler.
Kendisi sigortalı olan veya aylık alan kişi, bir başkasının bakmakla yükümlüsü olamamaktadır. Sadece 1005 sayılı Kanun kapsamında aylık alanların eşleri kendileri sigortalı olsa dahi eşleri üzerinden sağlık hizmeti alabilirler.
4/b kapsamında genel sağlık sigortalısı olan kişiler, prim borcu olsa dahi bir başkasının bakmakla yükümlüsü sayılamamaktadır. Bu durumda, borcunu yatırarak kendi hakkından ya da 4/b kaydını sildirerek eşinin üzerinden sağlık hizmetlerinden faydalanabilecektir.
Bu durumda olan bir çocuk ister anne ister baba üzerinden sağlık hizmeti alabilir. Özellikler bir tercih kullanmak isteyenler herhangi bir sosyal güvenlik merkezine başvurarak bu tercihlerini beyan ederek işlem yaptırabilirler.
İşsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneği alan sigortalılar ile bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işsizlik ve kısa çalışma ödeneği aldığı süre kadar sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam ederler.
Üniversite öğrencisi erkek çocuklar, öğrenciliği devam etse dahi, en fazla 25 yaşını doldurduğu tarihe kadar anne/babasının bakmakla yükümlüsü sayılmaktadır.
Göç idaresi genel müdürlüğünden yabancı uyruklu kimlik numarası almış eş ve çocuklar ile yabancı uyruklu kimlik numarası ve ikamet izni almış anne/babalar genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlüsü sayılabilmektedir.
Prim borçlarını yapılandırıp, yapılandırılan borçları için peşin ödeme yolunu tercih edenler yapılandırılan borcun tamamını, taksitle ödeme yolunu tercih edenler ise ilk taksiti ödemeleri halinde ve yapılandırma kapsamına girmeyen cari prim borçlarını düzenli ödemeye devam edenler sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler.
Bu ülkelerde çalıştırılan işçiler topluluk sigortası kapsamında değerlendirildiğinden bu işçilerin işverenleri ile uzun vade (Malullük, Yaşlılık ve Ölüm) Topluluk sigortası sözleşmesi yapılmakta, ancak Kısa Vade (Hastalık, Analık ile İş kazası ve Meslek Hastalığı) Topluluk sigortası kolundan sözleşme imzalanmadığından dolayısıyla söz konusu sigorta kollarına ait primler de alınmadığından bu kimseler ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin de sağlık yardımlarından yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
- Türkiye de İkamet etmesi
- Vatandaşlık Numarası alması
- Mensubu olduğu ülkede Sosyal Güvenliği olmayacak.
Yapılan yeni düzenleme ile 30 günden az süreli işlerde çalışan sigortalılara, eksik olan günleri için isteğe bağlı ödeyebilme imkanı sağlanmıştır.
İsteğe bağlı iştirakçi olarak geçen sürelere ikramiye ödenmeyecektir.
İsteğe bağlı sigortalılar kısa vadeli sigorta primi ödemedikleri için kısa vadeli sigorta kolları kapsamında sayılmazlar. Bu nedenle iş göremezlik ödeneği alamazlar.
Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin istekleri halinde, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı olarak geçirdikleri belirli sürelerin prim karşılığını ödeyerek, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesidir.
Borçlanma kapsamındaki süreler; yurtdışında geçen sigortalılık süreleri, bu süreler arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile ev kadını olarak geçen sürelerdir.
“Sigortalılık süresi” deyiminden, borçlanma kapsamındaki sürenin bulunduğu ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış süre olarak kabul edilen süreler anlaşılmalıdır. Çalışılmış olarak kabul edilen süreler, ilgili ülke mevzuatına göre fiilen çalışılmadığı halde çalışmaya eşdeğer süre olarak kabul edilip, aylığa hak kazanmada ve aylık hesabında değerlendirilen sürelerdir.
“İşsizlik süresi” ibaresi, ilgili ülke mevzuatına göre çalışma süreleri ile bu çalışma sürelerine eş değer süreler haricinde o ülkede geçen süreyi ifade eder. İşsizlik sürelerinin tamamının borçlanma kapsamında değerlendirilmesine imkân bulunmadığından sigortalılık süreleri arasında veya sonunda her birinde olmak kaydıyla bir yıla kadar olan yurtdışında geçen işsizlik süreleri borçlandırılır. İkamet süreleri ve boşta geçen süreler de bu kapsamda değerlendirilir.
Yurtdışında “ev kadını olarak geçen süreler”, medeni durumlarına bakılmaksızın kadınların, sigortalılık süreleri haricinde yurtdışında bulundukları süreleri ifade eder. Ev kadınlığı sürelerinin borçlanmasında Türkiye’de geçirilen süreler dikkate alınmaz.
Yurtdışında 18 yaşın doldurulmasından önce, Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra geçen sigortalılık, işsizlik ve ev kadını olarak geçen süreler borçlanma kapsamında değildir.
Ayrıca, ülkemizdeki sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamında geçen sürelerle çakışan yurtdışı süreleri ile ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre kendilerine kısmi aylık bağlanmış olanların yurtdışında geçen sigortalılık süreleri arasında ve bu sürelerin bitim tarihinden sonraki işsizlik süreleri ile ev kadını olarak geçen sürelerin de, 3201 sayılı Kanuna göre borçlandırılmasına imkan bulunmamaktadır.
Yurtdışı sürelerinin borçlandırılabilmesi için; borçlanma anında Türk vatandaşı olmak ya da doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybetmiş olmak,
borçlanma kapsamındaki yurtdışı sürelerini belgelendirmek ve yazılı istekte bulunmak şarttır. Ölen sigortalının hak sahipleri tarafından yapılan borçlanma başvurularında hak sahibinin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olması yeterli olup, ayrıca borçlanılmak istenilen sigortalıya ait yurtdışı sürelerinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaz.
Türk vatandaşlığı ile birlikte yabancı ülke vatandaşlığı devam edenler de, söz konusu yasa ile getirilen düzenlemeden yararlanabilmektedirler.
Ülkemizin imzaladığı ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre, sözleşmeli ülkelerde sigortalı olarak çalışmış olan kişilerin bu çalışma süreleri, aylığa hak kazanmada gerekmesi halinde birlikte dikkate alınmaktadır.
Bu suretle aylığa hak kazanıldığında aylık, her iki ülkede geçen çalışmalar birlikte dikkate alınarak hesaplanmakta, Akit taraflar bu şekilde hesaplanan aylığın kendi ülkesinde geçen çalışma gün sayısına tekabül eden kısmını aylık (kısmi aylık) olarak ödemektedir.
Sözleşme hükümlerine göre sigortalılar aylık taleplerini ikamet ettiği ülkedeki sosyal güvenlik kurumuna yaparlar.
Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi vardır. Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesi örnekleri yurtiçinde Kurum üniteleri, yurtdışında ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği ya da Ataşeliklerinden temin edilebileceği gibi, Sosyal Güvenlik Kurumunun www.sgk.gov.tr Internet adresinde bulunan “Yurtdışı/ Sigortalılık/Form ve Dilekçeler” ve “Yurtdışı/ Emeklilik/Form ve Dilekçeler” bölümünden temin edilebilir.
Yurtdışında geçen sürelerden tamamının borçlanılmasında bir zorunluluk yoktur.
Başvuru sahipleri, bu sürelerin tamamını borçlanma isteğinde bulunabilecekleri gibi, bir kısmını ya da aylık bağlamaya yetecek bölümünü borçlanma talebinde de bulunabilirler. Bu konudaki tercihin, başvuru sırasında yazılı olarak belirtilmesi gerekir.
3201 sayılı Kanuna göre tahakkuk ettirilen borç tutarı tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Söz konusu üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktar ile orantılı süre geçerli sayılır, kalan sürenin geçerli sayılması yeni bir borçlanma talebine bağlıdır.
Borçlanma başvuru tarihinden sonra yurtdışında geçen süreleri bulunanların, bu süreleri borçlanma hakları bulunmaktadır.
- a) Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi haricindeki ikili ve çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kısmi aylık bağlananlar ile aylık bağlanması için müracaat etmiş olanlar,
- b) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup, İsviçre’de geçen süreleri borçlanmak isteyenler ile gerek 2147 gerekse 3201 sayılı kanunlara göre merkezde yapılan borçlanmalara ek borçlanma işlemleri, (b) bendi kapsamında olup, İsviçre’de geçen sigortalılık sürelerine ait primleri Türkiye’ye transfer talebinde bulunan veya transfer işlemi gerçekleşenler,
Borçlanma işlemleri için merkeze Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığına müracaat etmeleri gerekmektedir.
- a) Türk – Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uygulanmak suretiyle kısmi aylık bağlananlar ile aylık bağlanması için müracaat etmiş olanlar,
- b) Son defa 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında hizmetleri olanlar,
- c) Türkiye’de sigortalılığı olmayanlarla bunların hak sahipleri,
ç) Ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanma talebinde bulunanlar ile bunların hak sahipleri, borçlanma başvurularını Türkiye’de ikametgahının bulunduğu yerdeki sosyal güvenlik il müdürlüklerine / sosyal güvenlik merkezlerine yapmaları gerekmektedir.
Daha önce borçlanılacak her bir gün için 3,5 dolar üzerinden tahakkuk ettirilen borç tutarı, 08/05/2008 tarihinden sonra yapılan veya yapılacak olan başvurular için geçerli olmak üzere değiştirilmiştir.
Buna göre, başvuru tarihindeki 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 82 nci maddesinde belirtilen prime esas asgari ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın yüzde 32’si, borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilen borç tutarıdır.
3201 sayılı Kanun uygulaması yönüyle 08/05/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddenin birinci fıkrasında günlük kazancın alt sınırı, İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının7,5 katı olarak belirlenmiştir.
Yurtdışı sürelerinin borç tutarının hesabında kullanılması ile sınırlı olmak üzere buradaki alt sınırı yeniden belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Bu durumda, Kuruma ödenecek olan borçlanma tutarı, başvuru tarihinde geçerli olan günlük prime esas kazancın alt ve üst sınırları arasında kalmak kaydıyla başvuru sahibince seçilen kazancın yüzde 32’sinin borçlanılmak istenen gün sayısı ile çarpımı kadardır.
Başvuru tarihi, borçlanma talebine ilişkin dilekçenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihtir. Ancak, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta olarak gönderilen yurtdışı borçlanma taleplerinde, dilekçenin postaya verildiği tarih, başvuru tarihi olarak kabul edilir.
Örnek 1
01/07/2017 tarihinde yurtdışında geçen 20 yıllık sigortalılık süresini günlük prime esas asgari kazanç üzerinden borçlanma talebinde bulunulduğunu varsayalım. Bu durumda ödenmesi gereken borç tutarı:
01/07/2017 tarihi itibari ile prime esas asgari günlük kazanç 59,25-TL’dir Borçlanma talebinde bulunulan tarih itibari ile geçerli olan günlük prime esas kazancın alt sınırı 59,25-TL, üst sınırı ise bunun 7,5 katı yani 444,38-TL’dir. Seçilen prime esas kazanç alt ve üst sınırlar arasında bulunduğundan borcun tespitinde öncelikle yüzde 32 oranı uygulanmak sureti ile bir günlük borç miktarı, daha sonra bu miktar 7200 ile çarpılarak 20 yıllık borç miktarı hesaplanacaktır. Buna göre, bir günlük borçlanma miktarınız 59,25-TL x %32 = 18,96-TL, 20 yıllık (7200 gün) borçlanma karşılığı ödenecek miktar ise 18,96-TL x 7200 gün = 136.512-TL’dir.
Örnek 2
01/07/2017 tarihinde yurtdışında geçen 20 yıllık sigortalılık süresini günlük prime esas kazancın üst sınırı üzerinden borçlanma talebinde bulunulduğunu varsayalım. Bu durumda ödenmesi gereken borç tutarı:
Borçlanma talebinde bulunulan tarih itibari ile geçerli olan günlük prime esas kazancın üst sınırı (azami) 444,38-TL’dir. Borcun tespitinde öncelikle yüzde 32 oranı uygulanmak sureti ile bir günlük borç miktarı, daha sonra bu miktar 7200 ile çarpılarak 20 yıllık borç miktarı hesaplanacaktır. Buna göre, bir günlük borçlanma miktarı 444,38-TL x %32 = 142.202-TL, 20 yıllık borçlanma karşılığı ödenecek miktar ise 142.202-TL x 7200 = 1.023.854,40-TL’dir.
3201 sayılı Kanuna göre tahakkuk ettirilen borç tutarı tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Üç ay süre içerisinde ödeme yapmayanların borçlanma işlemleri iptal edilir.
Üç aylık süre içinde ödeme yapmayanların borçlanma başvuruları geçersiz sayılacaktır. Belgelendirilen yurtdışı hizmet sürelerinin yeniden borçlandırılarak değerlendirilmesi, bu konudaki yeni başvuruya bağlıdır.
Tahakkuk ettirilen borcun tamamını veya bir kısmını ödeyenlerden borçlanmalarının iptal edilmesi için başvuruda bulunanların ödedikleri borçlanma tutarının tamamı faiz uygulanmaksızın Türk Lirası olarak iade edilir.
Borçlandıkları hizmetleri ile malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalılar ile ölüm aylığı bağlanamayan hak sahiplerine başvuruları halinde ödenen borçlanma tutarının tamamı faiz uygulanmaksızın Türk Lirası olarak iade edilir.
Ancak, borçlandıkları hizmetler dikkate alınarak aylık almakta olanlar borçlanma talebinden vazgeçemezler ve bunların ödedikleri borçlanma tutarı iade edilmez.
Yurtdışı borçlanmasına dair süreler, ilgilinin Türkiye’de sigortalılığı varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılığı yoksa 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına tabi sigortalılığı bulunanların borçlanılan süreye ait gün sayısı, prim ödeme gün sayıları veya hizmetlerine eklenir.
Borçlanılan sürelere göre malullük, yaşlılık veya emekli aylığı bağlanabilmesi için;
– Yurda kesin dönülmüş olması,
– Tahakkuk ettirilen borçtan aylık bağlanmasına yetecek en az süre/gün karşılığı kadar ödeme yapılması,
– Mülga sosyal güvenlik kanunları/kanunlarının yürürlükteki veya 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre aylığa hak kazanılmış olması,
– Kuruma yazılı başvuruda bulunulması, şarttır.
“Kesin dönüş” ibaresi, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade etmekte olup, mutlak ifadesi ile yurda giriş yaptıktan sonra bir daha yurtdışına çıkmama durumunda kullanılmamaktadır.
Yukarıda belirtilen şartları yerine getirenlerin aylıkları, yazılı talepte bulundukları tarihi takip eden aybaşından başlar.
“Kesin dönüş” tanımında geçen;
– “Sosyal sigorta ödeneği” deyimi, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerini,
– “Sosyal yardım ödeneği” ibaresi, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen ikamet şartına bağlı nakdi yardımları,
ifade etmektedir.
Aylığa hak kazanılmasına engel teşkil eden her iki ödeneğin ortak özelliği, ikamete dayalı olmasıdır. Diğer bir anlatımla, ilgilinin ikametini Türkiye’ye nakletmesi ile kesilen ödenekler, 3201 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, ikamet şartına bağlı olmayan bu nitelikteki sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlara diğer şartlarla aylık bağlanabilmektedir.
3201 sayılı Kanuna göre borçlanılan hizmetlere göre bağlanacak yaşlılık aylığın başlangıç tarihi dilekçe tarihini takip eden aybaşıdır.
Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kısmi aylık almakta iken yurtdışı hizmet borçlanması yapanların kısmi aylıkları;
– Borcun ödendiği tarih kesin dönüş tarihinden önce ise kesin dönüş tarihini,
– Borcun ödendiği tarih kesin dönüş tarihinden sonra ise borcun ödendiği tarihi,
takip eden aybaşından itibaren,
tam aylığa yükseltilir.
Yurtdışında sigortalılık veya ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanarak malullük, yaşlılık ve ölüm aylığına hak kazananların, bu aylıkları;
– Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir ülkede çalışmaya, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başladıkları,
– 5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primine tabi tutulmasına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına göre sigortalı olarak çalışmaya başladıkları,
tarihten itibaren kesilir.
Borçlandıkları süreler dikkate alınarak malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlananlardan altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanlar, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını gösterir belgeleri, “3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Alanlara Mahsus Yoklama Belgesi” ile birlikte söz konusu altı aylık sürenin dolduğu tarihten sonra üç ay içinde Kuruma vermek zorundadırlar.
Altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulundukları halde, yukarıda belirtilen belgeleri, yine yukarıda belirtilen süre içinde Kuruma vermediği tespit edilenlerin aylıkları, bildirim yapılmaksızın söz konusu belgelerin intikaline kadar durdurulur.
Bu şekilde aylıkları durdurulanların Kuruma ibraz edecekleri belgelerden ya da Kurumca yapılacak olan araştırma sonucunda, yurtdışında;
– Çalışmadıkları, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almadıkları tespit edilenlerin aylıkları, durdurulduğu tarihten geçerli olmak üzere ödenir.
– Çalıştıkları, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği aldıkları tespit edilenlerin aylıkları çalışmaya başladıkları tarihten geçerli olmak üzere kesilir, yersiz yapıldığı tespit edilen ödemeler, 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi hükümlerine göre geri alınır.
Bu belge, 3201 sayılı Kanuna göre borçlandıkları yurtdışı süreleri dikkate alınarak malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananlardan altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunan ya da bulunmuş olanların, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarının tespiti amacıyla kullanılır.
Bu belgenin, söz konusu altı aylık sürenin dolduğu tarihten sonraki üç aylık süre içinde Kurumun tarafınıza aylık bağlayan ünitesine verilmesi zorunludur. Altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulundukları halde, bu belgeyi belirtilen süre içinde Kuruma vermediği Emniyet Genel Müdürlüğünden alınacak kayıtlardan tespit edilenlerin aylıkları, bildirim yapılmaksızın söz konusu belgelerin intikaline kadar ödenmez.
Yurtdışında hizmet borçlanmasına dair sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde söz konusu süreler, başvuru sahiplerinin Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
3201 sayılı Kanuna göre borçlananlar aylık taleplerini borçlanma yaptıkları sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine, borçlanma yaptıktan sonra sigortalı olarak çalışanlar ise son defa çalıştığı sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine yapmaları gerekmektedir.
3201 sayılı Kanuna göre borçlanılan hizmetler ve varsa Türkiye’de geçen çalışmalar birlikte dikkate alındığında sosyal güvenlik kanunlarına göre aylığa hak kazanıldığında dilekçe tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır.
08/05/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 6 ncı maddesine göre, sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden zorunlu göçe tabi tutulduktan sonra Türk vatandaşı olup Türkiye’de ikamet edenlere geldikleri ülkedeki hizmetlerini borçlanma imkanı getirilmiştir.
Söz konusu düzenleme ile getirilen borçlanma hakkından yararlanabilmek için, ilgilinin;
– 01/01/1989 ile 08/05/2008 tarihleri arasında geldikleri ülke tarafından zorunlu göçe tabi tutulması,
– Zorunlu göçten sonra Türk vatandaşı olup, Türkiye’de ikamet ediyor olması,
– 2022 sayılı Kanun dahil olmak üzere ülkemizdeki sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir ve aylık almaması,
– Geldikleri ülkedeki hizmet sürelerinin belgelendirilmesi,
– Borçlanma için yazılı istekte bulunması,
şarttır.
Söz konusu hizmetlerini borçlanmak isteyenlerin, “Bulgaristan Hizmetlerini Borçlanma Talep Dilekçesi”, çalıştıkları süreleri gösteren hizmet belgesi ile sosyal güvenlik il/merkez müdürlüğüne, son defa devlet memuru statüsünde çalışmaları bulunanların ise Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Yurtdışı Sözleşmeler ve Emeklilik Daire Başkanlığı Mithatpaşa Caddesi No:7 Sıhhiye – ANKARA adresine başvurmaları gerekmektedir.
Borçlanılan süreler ilgililerin Türkiye’de geçen hizmetleri ile birleştirilerek tabi oldukları sigortalılık statüsüne göre yaşlılık aylığı bağlanması sırasında değerlendirilir. Malullük ve ölüm aylıkları bağlanırken bu şekilde borçlandırılan sürelerin dikkate alınmasına imkan bulunmamaktadır.
Ülkemize gelen soydaşlarımızın iskana tabi tutulması ile ilgili yasalarda sadece Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımız için “zorunlu göç” ifadesi kullanıldığından, söz konusu borçlanma hakkından, 01/01/1989 ile 08/05/2008 tarihleri arasında zorunlu göç nedeniyle Bulgaristan’dan ülkemize gelip ilgili İskan Kanununa göre ülkemize yerleştikten sonra Türk vatandaşlığına alınan soydaşlarımız (nüfus kayıtlarında “… tarih ve… Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve 2510 (veya 5543) sayılı İskan Kanununa istinaden Türk vatandaşlığına alınmıştır.” ibaresi bulunanlar) yararlanabilmektedir.
Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesi örnekleri yurtiçinde Kurum üniteleri, yurtdışında ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği ya da Ataşeliklerinden temin edilebileceği gibi, Sosyal Güvenlik Kurumunun www.sgk.gov.tr Internet adresinde bulunan “Yurtdışı/ Sigortalılık/Form ve Dilekçeler” ve “Yurtdışı/ Emeklilik/Form ve Dilekçeler” bölümünden indirilebilir.
Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
– Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayanların sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borcun tamamen ödendiği tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir.
– Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
– Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz. Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.
İlk defa çalışmaya başlanılan tarihin Türkiye’de ilk işe giriş tarihi olarak kabul edildiği akit ülkeler listesi:
Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İsviçre, Kanada, Kebek, K.K.T.C. , Lüksemburg, Makedonya, Slovakya, Kore, İtalya.
Çatışma sırasında vefat eden Geçici Köy Korucularının dul ve yetimlerine aylık bağlanır. Bunun için; Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığına yazılı müracaatınız gerekmektedir.
Tütün İkramiye tutarları; aylıkta bulunan kişilere eşit oranda ödenmektedir.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kamu görevlilerinin emekli olduktan sonra yeniden çalışmaya başlamaları, çalıştığı işyeri ve statüye göre farklı sonuçları bulunmaktadır.
- 4/1-(c) Kapsamındaki Emeklilerin 4/1-(a) kapsamında yeniden çalışmaya başlaması durumunda;
5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi kapsamında sayılan işyerlerinde Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışılması durumunda aylıklar kesilecektir. Bu kişilerden uzun ve kısa vadeli primler ile genel sağlık sigortası primi alınacak olup, sosyal güvenlik destek primi alınmayacaktır.
Ancak;
- a) Cumhurbaşkanlığına seçilenler,
- b) Dışarıdan Bakanlar Kurulu üyeliğine atananlar,
- c) Yasama Organı üyeliğine seçilenler,
- d) Mahalli idareler seçimleri sonucuna göre görev alanlar,
- e) Sadece toplantı veya huzur ücreti ya da hakkı ödenen görevleri yürütenler ile yönetim ve denetim kurulu üyeliği ücreti karşılığında görevlendirilenler,
- f) Yaş haddini aşmamış olmaları kaydıyla her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders görevi verilenler (üniversitelerde ders ücreti karşılığı ders görevi verilenler hakkında yaş haddini aşmamış olmaları kaydı aranmaz.),
- g) Vakıf üniversitelerinde görev alanlar,
- h) Özel kanunlarında emeklilik veya yaşlılık aylığı kesilmeksizin çalıştırılma veya görev yapma hakkı verilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından atananlar, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile atanan veya görevlendirilenler ve Türkiye Büyük Millet Meclisince yapılan seçimler sonucunda görev verilenler,
- i) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 60 ıncı maddesinin (a) fıkrası uyarınca Yasama Organı üyeliğinin bitiminden sonra öğretim üyesi olarak atanmış olanlar,
aylıkları kesilmeksizin kamu idarelerinde görev alabilecek ve bunlar hakkında sosyal güvenlik destek primi uygulanacaktır.
- 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi kapsamı dışında sayılan işyerlerinde Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışılması durumunda %30 (%7,5 sigortalı payı olup ücretinden kesilecektir. %22,5 ise işveren payıdır.) oranına kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin prim oranı ilave edilerek sosyal güvenlik destek primi alınacaktır.
- 4/1-(c) Kapsamındaki Emeklilerin 4/1-(b) kapsamında yeniden çalışmaya başlaması durumunda;
6663 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırıldığından, 29.2.2016 tarihinden itibaren bu kişilerin emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmeyecektir.
- 4/1-(c) Kapsamındaki Emeklilerin 4/1-(c) kapsamında yeniden çalışmaya başlaması durumunda;
Emekli aylığı almakta ikin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışılması durumunda aylıklar kesilecektir. Bu kişilerden uzun ve kısa vadeli primler ile genel sağlık sigortası primi alınacak olup, sosyal güvenlik destek primi alınmayacaktır.
Aylıkları ile birlikte 5434 sayılı Kanunun mülga ek 68 nci maddesi hükümleri uygulanmak suretiyle makam veya yüksek hâkimlik tazminatından yararlandırılan emeklilere bu tazminatlara bağlı olarak ödenen “temsil veya görev tazminatı ödemeleri”, yönetim ve denetim kurulu üyelikleri dahil olmak üzere kamu kesiminde her ne suretle olursa olsun aylık veya ücret alıp almadıklarına bakılmaksızın görev almaları halinde madde ile belirlenen istisnalar dışında kesilmektedir. Bu kapsamda ilgililer göreve başladıklarını en geç bir ay içinde SGK’ye bildirmekle yükümlüdür.
İlgili mevzuatına göre emekli aylığı kesilmeksizin kamu kesiminde görev almak, temsil veya görev tazminatı ödemelerinin de kesilmesini gerektirmektedir.
Millî İstihbarat Hizmetleri ve Emniyet Hizmetleri Sınıfına dahil kadrolar ile çarşı ve mahalle bekçisi kadro unvanı esas alınarak emekli aylığı bağlananlardan 5434 sayılı Kanunun ek 81 inci maddesi uyarınca “Ek Ödeme” den, yararlanan emeklilerin, emekli aylığı bağlanmasından sonra sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışma dahil herhangi bir sigortalılık statüsüne tabi olarak çalışmaları bu ödemenin kesilme nedeni olacaktır. Bu ödemeden yararlanma şartlarını kaybedenler, en geç bir ay içinde durumu SGK’ye bildirmekle yükümlüdür.
Kanunun yürürlük tarihinden sonra yaşlılık ve malullük aylıklarından süresinde kesilmeyen sosyal güvenlik destek primi borçları için gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacaktır.
Gerek Kanunun yürürlük tarihinden önce gerekse yürürlük tarihinden sonra sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler Kanuna göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim gün sayısına ilave edilmeyecek ve toptan ödeme yapılmayacaktır.
Aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilen sigortalılardan ayrıca kısa vadeli sigorta kolları primi alınmayacak olup sigortalının iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına tutulması halinde, bu sigorta kollarından sağlanan yardımlar yapılmayacaktır.
5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesi ile Kanunun “Sosyal güvenlik destek primine ilişkin geçiş hükümleri” başlıklı geçici 14 üncü maddesine “2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez ve bunlar hakkında da bu maddenin sosyal güvenlik destek primi alınmasına ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmünü içeren fıkra eklenmiş ve anılan fıkra 1/10/2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Buna göre, 2925 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı alanların Kanunun yürürlük tarihi olan 1/10/2008 tarihinden sonra 4/1-(a) veya 4/1-(b) kapsamında çalışmaya başlaması halinde aylıkları kesilmeyecek ve bunlar hakkında tercih hakkı olmaksızın sosyal güvenlik destek primi uygulanacaktır.
Aylıklardan kesilecek SGDP tutarının 4/1-(b) sigortalılarına ilgili yılın Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık aylığından alınabilecek sosyal güvenlik destek priminden fazla olamayacağı hüküm altına alınmış olup, bu hüküm doğrultusunda 506 ve 2925 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yaşlılık ve malullük, 1479 sayılı Kanunun mülga hükümlerine göre yaşlılık aylığı almakta olanlardan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında 4/1-(b) kapsamında sigortalı olanların aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmektedir. Aylıklardan SGDP kesilecek sigortalılar için prim oranları 2011 yılından sonra % 15 olarak uygulanmaktadır.
Sigortalıların terk işlemi yapılmadığı sürece aylıklarından SGDP kesintisi yapılmaya devam edilecektir.
Aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmakta iken ölen sigortalıların birikmiş sosyal güvenlik destek primi borçlarında yapılması gereken nedir?
Aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmakta iken ölen sigortalıların birikmiş sosyal güvenlik destek primi borçları gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle hak sahiplerinin aylıklarından 1/4 oranında kesilecektir. Reddi miras halinde, söz konusu borçlar ölüm aylıklarından kesilmeyecektir.
2008 yılı Ekim ayı başından önce (4/a) kapsamında yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra serbest avukat olarak çalışan ya da noterlik yapanların aylıklarından % 15 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmiştir.
• (4/a) ya da (4/c) kapsamında çalışanlar hariç avukatlık ve noterlik mesleği gelir vergisi mükellefiyetine tabi olmayı gerektirdiğinden, bu çalışmalar (4/b) kapsamında çalışma olarak değerlendirilmektedir.
• 2008 yılı Ekim ayı başından sonra yaşlılık ve emekli aylığı bağlanıp avukatlık ve noterlik yapanların aylıklarından 2008 yılında % 12, 2009 yılında % 13, 2010 yılında % 14 ve 2011 yılında itibaren de % 15 oranında SGDP kesilmiştir.
• 2008 yılı Ekim ayı başından önce (4/c)’den emekli aylığı alıp avukatlık ya da noterlik yapanlardan 1/2/2012 tarihinden itibaren SGDP kesintisi yapılmaya başlanmıştır.
506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi banka sandıklarından emekli olanlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilinceye kadar sandık mevzuatı doğrultusunda işlem yapılmakla birlikte sandık emeklilerinin kendi nam ve hesabına çalışmaları halinde bankalarca aylıklarından SGDP kesilerek Kurumumuza bildirilmektedir.
Hizmetlerin birleştirilmesine yönelik yapılan işlemlerde sigortalının aynı anda birden fazla statüye tabi olması mümkün olmadığından yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra özel sektöre tabi işlerde işveren yanında çalışıp SGDP’ye tabi olanlar ile kendi nam ve hesabına çalışması olup aylığından SGDP kesintisi yapılanlar hakkında 1/3/2011 tarihine kadar önce başlayan sigortalılık statüsüne göre işlem yapılmakta, 1/3/2011 tarihinden sonra ise hizmet akdine tabi sigortalılık geçerli sayıldığından aynı anda kendi nam ve hesabına çalışması bulunanların aylığından yapılan SGDP kesintisi kaldırılmaktadır.
Evet dönebilirler. Ancak, SGDP’ye tabi hizmetleri yaşlılık aylığı hesabında dikkate alınmaz.
2008 Ekim öncesi sigortalı olup, 5510 sayılı Kanunun 26 ncı maddesine göre tarafına malullük aylığı bağlanmış olan;
4(b) sigortalısı; 4(a) kapsamında sigortalı olursa prime esas kazançlarından geçici 14 üncü madde gereği sosyal güvenlik destek primi, 4(b) kapsamında sigortalı olursa 27 nci madde gereği aylığı, 4(c) kapsamında sigortalı olursa 27 nci madde gereği aylığı kesilir.
4(a) sigortalısı; 4(a) kapsamında sigortalı olursa 27 nci madde gereği aylığı, 4(b) kapsamında sigortalı olursa geçici 14 üncü madde gereği aylığından sosyal güvenlik destek primi, 4(c) kapsamında sigortalı olursa 27 nci madde gereği aylığı kesilir.
Kurum Sağlık Kurulu tarafından verilmiş olan vazife malullüğü ve adi malullük kararlarına karşı Yüksek Sağlık Kuruluna itirazda bulunabilirler.
Vazife Malulü olan bir emekli 4/a (SSK) veya 4/b’ye (BAĞ-KUR) tabi bir işte çalışabilir. Aylıkları kesilmez.
Geçici iş göremezlik; sigortalının iş kazası geçirmesi, meslek hastalığına tutulması veyahut hastalık ve analık hâllerinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamama hâlidir. Sigortalı sağlık hizmet sunucusundan almış olduğu rapor nedeniyle istirahatli olması, dolayısıyla geçici olarak çalışamama durumunda olduğu için aylık ya da haftalık kazancında bir eksilme olmakta ve bir gelir kaybı yaşamaktadır. Bu gelir kaybının telafisi, geçici iş göremezlik ödeneği ile sağlanır. Yaygın kullanım olarak, halk arasında “ Rapor parası, İstirahat raporu ücreti” olarak da bilinen geçici iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması ve ödenmesi de dâhil tüm işlemler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülmektedir. Bu harcamalar Kurumca, işverenin ödeme yükümlüsü olduğu, tüm iş kollarında yüzde 2 oranında uygulanan, kısa vadeli sigorta kollarına ait prim gelirlerinden sağlanmaktadır. Sağlık hizmet sunucuları tarafından elektronik ortamda düzenlenen istirahat raporları, aynı elektronik veri tabanı aracılığıyla Kurum ekranlarına gönderilmektedir. İstirahat raporunun bitim tarihini takip eden gün itibariyle geçici iş göremezlik ödeneğine ait ödeme işlemi yapılıp, anlaşmalı bankaya sigortalının T.C kimlik numarasına tanımlanarak gönderilmektedir. Sigortalıya ödenecek olan ödenek miktarı ve günlük kazanç hesaplaması da dahil olmak üzere tüm ödeme işlemleri, mevzuata göre elektronik ortamda yürütülmekte olduğundan, herhangi bir bekleme ya da gecikme olmaksızın, sigortalının yaşamış olduğu gelir kaybı aynı zaman dilimi içerisinde telafi edilmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda, geçici iş göremezlik ödeneğinin sigortalıların bulundukları kapsam ve vaka türlerine göre kimlere ödeneceği belirlenmiştir. Buna göre; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların yani hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar ile muhtarlar, ticari ya da tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, şirket ortakları olarak sıralayabileceğimiz kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, iş kazası geçirmesi ya da meslek hastalığına tutulması durumunda, istirahatli olduğu süre boyunca çalışamadıkları her gün için kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlardan biri olan geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. İş akdine istinaden çalışan sigortalılara hastalık vaka türünden ödenecek ödenekler, geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için ödenir.
İş kazası meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarına göre ödeneğe müstahak olma durumu sigortalılık kapsam türüne göre farklılıklar arz etmektedir. Örneğin,
– Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası,
-Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler ile Yükseköğretim Kanununa tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler hakkında ise yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,
– Harp malulleri ve Terörle Mücadele Kanunu ve Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylık alanlar ile aynı kanun kapsamında vazife malullüğü aylığı alan er ve erbaşların sigortalı olarak bir işyerinde çalışmaları halinde haklarında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,
– Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,
– Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası,
– Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların ise prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması, iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması şartları ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,
– Vazife malullüğü, malullük, yaşlılık veya emekli aylığı bağlandıktan sonraki dönemde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar hakkında yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,
Hükümleri uygulanmaktadır.
Hizmet akdine tabi çalışan sigortalılar ile kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılardan, ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar ve tarımsal faaliyette bulunanlar hakkında analık sigortası hükümleri uygulanmakla birlikte, kendi nam ve hesabına çalışan sigortalılar için hastalık sigortası hükümleri uygulanmamaktadır.
Sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğini hak etmesi halinde, istirahat raporuna ait ödeme işlemleri, sigortalının işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il ya da merkez müdürlüğünce rapor bitiş tarihini takip eden gün yapılabilmektedir. İl ya da merkez müdürlüğünün yoğunluğuna göre bu süre en fazla 3-5 gün uzayabilmektedir. Rapora ait ödeme işlemleri tamamen elektronik ortamda gerçekleştiğinden, ödemesi yapılacak sigortalıya ait raporun ödeme süresi personelce kısa bir süre içerisinde gerçekleştirilebilmektedir. Personelce ödeme işleminin tamamlandığı günü takip eden 7 iş günü sonrasında sigortalı anlaşmalı bankadan T.C kimlik numarasını ibraz ederek ödeneğini alabilmektedir.
Sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanması için sigortalılık statüsünün yanı sıra Kanunda belirtilen şartların ve yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Öncelikle sigortalının kısa vadeli sigorta kolları açısından, sigortalılık niteliğinin sona ermemesi gerekmektedir. Kanuna göre, sigortalının hizmet akdinin sona ermesini takip eden onuncu gün sigortalılık niteliği sona ermiş olmaktadır. Dolayısıyla sağlık hizmet sunucusundan alınan istirahat raporuna ait ödeneğin ödenebilmesi için sigortalının raporun başlangıç tarihinin ya hizmet akdinin devam ettiği süre içerisinde ya da hizmet akdi sona ermişse takip eden 9 gün içerisinde olması gerekmektedir. Hizmet akdi sona ermemesine rağmen çeşitli sebeplerle işverenlerince sigortalı ücretsiz izinli gösterilebilmektedir. Eğer ücretsiz izin sebebi İş Kanununda tanımlı olan yol izni ve analık izni kapsamında ise ücretsiz izinli olduğu süre boyunca sigortalının sigortalılık niteliği devam etmektedir. Bu iki tür izin dışında herhangi bir sebeple sigortalının ücretsiz izinli gösterilmesi halinde sigortalılık niteliği, az önce belirttiğimiz şartlar dahilinde hizmet akdi sona ermiş kabul edilerek, sigortalı ödeneğe hak kazanamayacaktır.
Sigortalının yerine getirmesi gereken bir diğer yükümlülük, istirahatli olduğu dönem içerisinde işyerinde çalışmamasıdır. Sigortalı rapor istirahat süresi boyunca işyerinde çalışmışsa, sigortalıya ödenek ödenmez. Kurum kayıtlarından elektronik ortamda sigortalının işyerinde çalışıp çalışmadığının kontrolü en geç rapor bitim tarihini takip eden ay sonuna kadar yapılır. Sigortalının rapor süresi boyunca işyerinde çalıştığının tespiti halinde, geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, eğer ödenmiş ise yasal faizi ile birlikte sigortalıdan tahsil edilir.
Benzer şekilde, iş kazası meslek hastalığı ve hastalık hallerinde, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar Kanunun 96 ncı maddesine göre rücu edilir. Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle ya da hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzaması, ağır kusuru veya kasti bir hareketi yüzünden istirahat raporu almak zorunda kalması durumlarında, Kanunun 22 nci maddesinde belirtilen oranlarda ödenekte kesinti yapılır.
Örneğin, hekim, istirahat raporunun bitiş tarihini takip eden gün sigortalının sağlık durumunun kontrolünü öngörmüştür. Sigortalı rapor bitim tarihini takip eden 4 iş günü içerisinde sağlık hizmet sunucusuna başvurarak, sonu kontrol ibaresi olan raporunu, çalışabileceğine dair belge alarak sonlandırmalı ya da hekim tarafından tedavinin devamının uygun görülmesi halinde yeni bir rapor almalıdır.
Bir diğer önemli örnek adli vaka ve trafik kazası olaylarıdır. Sigortalı, adli bir vaka ( darp, yaralama, kasıt ) ya da trafik kazası geçirmesi sonucu iş göremezliğe uğraması halinde, Kurum tarafından olaya ait rapor, bilgi belge ve tutanaklardan kusurlu olduğu tespit edilirse ödeneğinden kusur oranı dâhilinde kanunda belirtilen tutarlar göz önüne alınarak kesinti yapılır.
Sigortalının hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün,
Sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün,
Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün,
kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması gerekmektedir.
Sigortalının iş kazası geçirmesi ya da meslek hastalığına tutulması durumunda prim ödeme gün sayısı şartı aranmamaktadır. Sigortalı işe başladığı gün iş kazası geçirmesi halinde, kanunda tanımlanan yardımlardan faydalanabilecektir.
Örneğin, sigortalı 01/07/2013 – 10/07/2013 tarihleri arasında sağlık hizmet sunucusundan hastalık raporu almıştır. Bu rapora ait ödeme yapılabilmesi için, rapor başlangıç tarihinden geriye doğru bir yıl gidilerek prim ödeme gün sayısı kontrol edilir. 01/07/2013 tarihinden 01/07/2012 tarihine kadar geçen sürede sigortalı adına en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması ve diğer şartların da varlığı halinde sigortalı ödeneğe hak kazanacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, ödenek alabilecek durumda olan kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan statüsünde yer alan sigortalıların, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartını yerine getirmeleri gerekmektedir.
Günlük kazanç, rapor başlangıç tarihinden önceki son üç aya ait toplam kazancın aynı 3 aydaki prim ödeme gün sayısına bölümü ile bulunmaktadır. Yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı, ayaktan tedavilerde ise 2/3’ ü alınarak rapor gün sayısı ile çarpılır ve geçici iş göremezlik ödeneği toplam tutarı hesaplanır. Rapor bitim tarihini takip eden iş günü içerisinde E- ödenek programı üzerinden rapora ait kontroller yapıldıktan sonra, hesaplanan tutar sigortalının hak ettiği kazançtır. Sigortalının rapor başlangıç tarihinden önceki son bir yıl içinde toplam 90 gün prim ödeme gün sayısının bulunması temel koşuldur. Bu koşulun gerçekleşmiş olmasına rağmen son 3 ayda sigortalı adına prim ödeme gün sayısı olmasa dahi, sistem tarafından bir önceki 3 aya ait kazanç kontrolü yapılıp günlük kazanç hesaplanmaktadır. İşe girdiği gün iş kazası geçiren ve adına kazanç bildirilmeyen sigortalının istirahat raporuna ait ödemesi aynı iş kolundaki emsal kazanç dikkate alınarak yapılmaktadır.
Sigortalı kadının, gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık hali ile ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleridir. Emzirme ödeneği açısından analık hali kadının kendisi aktif çalışan sigortalı veya gelir aylık alan sigortalı olabileceği gibi, sigortalı olmayıp, eşi üzerinden sağlık hak sahipliği de olabilir. Bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında değerlendirilen kadın eş, analık halinden sağlanan yardımlardan olan emzirme ödeneğine hak kazanmaktadır. Kadının kendisi sigortalı ise, analık hali kapsamında hem geçici iş göremezlik ödeneğine hem de emzirme yardımına müstahak olacaktır. Geçici iş göremezlik ödeneği açısından analık hali ise sadece sigortalı kadının kendisi için söz konusudur.
Analık sigortası kapsamından sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenebilmesi için;
a- İstirahatın başladığı tarihte sigortalı olması ve sigortalılık niteliğinin sona ermemesi,
b- Doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
c- Bu süre içinde işyerinde çalışmamış olması,
ç- Doğum olayının (canlı ya da ölü) gerçekleşmiş olması,
gerekmektedir.
Geçici iş göremezlik ödeneği hekimin vereceği istirahate bağlı olarak doğumdan önceki ve sonraki 8 haftalık sürede, çoğul gebelik halinde doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için ödenecektir. Sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma 3 hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, çalışılan süreler doğum sonrası istirahat süresine ilave edilir. Bu sürelerin eklenebilmesi için yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularınca sigortalı kadının doğumdan önceki 3 haftaya kadar çalışmasının uygun olduğuna dair sağlık raporu düzenlenmesi gerekmektedir. Doğum öncesi ve sonrası olmak üzere toplam 16 haftalık (112 günlük) süre İş Kanununa paralel olarak 5510 sayılı Kanunda tanımlanmıştır. İş Kanununda “Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır” hükmü yer almaktadır. Ayrıca kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır.
Analık sigortasından sağlanan bir diğer yardım emzirme ödeneğidir. Sigortalı kadına veya Medeni Kanuna göre evli olmak şartıyla sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe verilen ödeneğin 2017 yılı için belirlenen tutarı 133 Türk Lirasıdır.
Sağlık hizmet sunucularınca elektronik ortamda düzenlemekte olan doğum öncesi ve doğum sonrası analık raporları, yine elektronik ortamda Kurum veri tabanına ve işverenin “çalışılmadığına dair bildirim” ekranına düşmekte ve ödeme işlemleri, sigortalının işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il/merkez müdürlüklerince yapılmaktadır. Sigortalının erken ya da beklenenden geç doğum yapması halinde, doğum öncesi ve doğum sonrası geçici iş göremezlik ödeneği ödenecek olan süreler sistem tarafından hesaplanmakta ve her durumda toplamda maksimum 112 gün olmak üzere, anlaşmalı bankaya sigortalının T.C kimlik numarasına tanımlanarak gönderilmektedir.
Ancak,
-Gebelik istirahatinin başladığına dair rapor almaksızın istirahate ayrılan sigortalıya doğumun gerçekleştiği tarihe kadar olan süreye ait,
-İstirahat raporu almasına rağmen hekimden çalışabileceğine dair rapor olmaksızın işyerinde çalışan sigortalıya çalıştığı süreye ait,
geçici iş göremezlik ödeneği ödenmeyecektir.
Geç doğum olması halinde ise doktor, muhtemel bebek doğum tarihi ile geç gerçekleşen bebek doğum tarihi arasında geçen süre için “hastalık” raporu düzenleyecek, bu süreye ait geçici iş göremezlik ödeneği sigortalıya ayrıca ödenecektir.
Sigortalının yaşamış olduğu gelir kaybının telafi edilmesi temel prensibine dayanan, geçici iş göremezlik ödeneği adı altında yapılan sosyal sigorta yardımının sigortalılara mümkün olunan en kısa zaman dilimi içerisinde ödenmesi amacıyla hazırlanan e-Ödenek programı, Kurumumuzla anlaşmalı özel ve resmi sağlık tesislerince düzenlenen geçici iş göremezlik belgeleri ile sağlık kurulu raporlarının işverenlere ve Kuruma elektronik ortamda gönderilmesi ile iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması ve sigortalı adına bankaya aktarılması süreçlerini düzenleyen, Sosyal Güvenlik Kurumunun öz kaynaklarıyla geliştirilip tamamlanan yazılım programıdır.
Geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenebilmesi için sigortalının sağlık ve tedavi durumunu belirtir raporların Kurumumuzla anlaşmalı özel ve resmi sağlık tesislerince e-Ödenek programı üzerinden elektronik ortamda düzenlenmesi gerekmektedir. Bu tür raporlara ait ödemelerin yapılabilmesi sosyal güvenlik mevzuat hükümleri çerçevesinde belirtilen şartlara tabidir.
Ayaktan tedavilerde hizmet akdiyle bir veya daha fazla işveren tarafından çalıştırılan sigortalıya tek hekim raporu ile bir defada en çok 10 gün istirahat verilebilir. İstirahat sonrasında kontrol muayenesi raporda belirtilmiş ise toplam süre yirmi günü geçmemek kaydı ile istirahat süresi on gün daha uzatılabilir. Eğer tek hekim sigortalının istirahatinin devam etmesi gerektiğine karar verirse, sigortalı için düzenlenecek olan yeni rapor, sağlık kurulu tarafından düzenlenmelidir. Bir takvim yılı içinde tek hekim tarafından ayaktan tedavilerde verilecek istirahat sürelerinin toplamı 40 (kırk) günü geçemez. Bu süreyi geçen istirahat raporları sağlık kurulunca verilir. Ancak, tek hekimin sigortalı için yatarak tedavi öngörmesi halinde bu süreler 40 günün hesabına dahil edilmez. Belirtilen bu şartlar, sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi için mevzuat tarafından belirlenmiştir. Sigortalının almış olduğu tek hekim raporunun 10 günü aşan ya da bir takvim yılı içerisinde 40 günü aşması halinde, aşan süreler için ödenek ödenmez. Ancak; ödenek ödenmeyecek olsa dahi, kural olarak sigortalıya rapor düzenlenmesine bir engel bulunmamaktadır. Kurumla anlaşması olmayan sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenen raporlara ait geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenebilmesi, Kurumla anlaşmalı resmi sağlık hizmet sunucularınca onaylanma şartına bağlıdır.
Rapor tek hekim tarafından hastalık vaka türünden verilmiş ise, ödeme raporun üçüncü gününden başlamak üzere her gün için yapılır. Ancak hastalık raporu sağlık kurulu tarafından verilmiş ise iki günlük kesinti yapılmaz, raporun başlangıç tarihinden itibaren ödemesi yapılır.
İş kazası ve meslek hastalığı raporlarında ise ister tek hekim ister sağlık kurulu tarafından düzenlenmiş olsun, ödeme yine rapor başlangıç tarihinden itibaren yapılır.
Geniş anlamıyla uzun süreli istirahat, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık hali sebebiyle sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporlarıdır.
Sağlık kurulunun ilk vereceği istirahat süresi sigortalının tedavi altına alındığı tarihten başlamak üzere altı ayı geçemez. Tedaviye devam edilmesi hâlinde malullük hâlinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği sağlık kurulu raporu ile tespit edilirse bu süre uzatılır. Sigortalı ödeneğini alabilmek için, kendisi için uygun görülen istirahat süresinin bitimini beklemek zorunda değildir. Kaldı ki uzun süreli istirahat süresinin bitimini beklemek sigortalının geçimini sağlayacak gelirinden uzun bir süre mahrum kalması ile sonuçlanabilir. Dolayısıyla sigortalının Kuruma başvurusu halinde, 10 (on) ya da daha uzun süreli dilimlere ait ödemesi, rapor bitim tarihine kadar gerçekleştirilir.
İş kazası,
Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle, asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş, gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.
Meslek hastalığı ise, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.